Ege Bölgesi’nde yetişen ve birçok çeşidi bulunan otlar, şifa kaynağı olarak gösteriliyor. Vitamin ve mineral açısından zengin olan otlar, uzmanlara göre hem ömrü uzatıyor hem de metabolizmayı düzene sokuyor. Diyetisyen Fatma Baysal, ilkbahar mevsiminde bu otların hem taze hem de bol olduğunu belirterek, “Ege otlarında C vitamini, magnezyum, çinko gibi vitamin ve minerallerin zengin, antioksidan içeriklerinin yüksek, idrar söktürücü ve sindirime yardımcı özelliklerinin güçlü olduğunu görüyoruz” dedi.
Ege bölgesinde yetişen ve birçok çeşidi bulunan otların, şifa kaynağı olduğunu kaydeden Diyetisyen Fatma Baysal, vitamin ve mineral açısından zengin olan bu otların, hem ömrü uzattığını hem de metabolizmayı düzene soktuğunu belirtti. Baysal, ilkbahar aylarının bu otların en bol, en taze ve en lezzetli olduğu dönem olduğunu bildirdi.
Ege otlarında C vitamini, magnezyum, çinko gibi vitamin ve mineraller bulunuyor
Yetişen ot türleri hakkında bilgi veren Baysal şunları kaydetti: “Sarmaşık, ebegümeci, ısırgan, hindiba, şevketi bostan, gelincik, labada, kuş otu, sinir otu, radika, deniz börülcesi, kuşkonmaz, arapsaçı, turp otu, hardal otu, yabani kuşkonmaz gibi birçok ot türü Ege bölgesinde dağlar ve tarlalardan toplanıyor. Genel olarak baktığımızda Ege otlarında C vitamini, magnezyum, çinko gibi vitamin ve minerallerin zengin, antioksidan içeriklerinin yüksek, idrar söktürücü ve sindirime yardımcı özelliklerinin güçlü olduğunu görüyoruz.
Tıbbın üzerinde çalıştığı en önemli konu; uzun ve sağlıklı yaşam
Hemen yanı başımızda kendiliğinden ve hiçbir uğraş gerektirmeden yetişen bu otlar, doğallığıyla ve özellikleri kesinlikle tavsiye edilmektedir. Daha uzun ve sağlıklı bir yaşam, tıbbi bilimlerin üzerinde çalıştığı belki de en önemli konulardan biri.
Telomer uzadıkça hücreler daha geç yaşlanıyor
Hücre yaşlanmasını belirleyen etmenin, kromozomlarımızın telomer adı verilen kuyruklarının uzunluğu olduğu düşünülüyor. Yani bu telomer uzadıkça hücrelerimiz daha geç yaşlanıyor.
Telomer uzunluğu beslenme ile doğrudan ilişkili
Yapılan çalışmalarda telomer uzunluğunun beslenme ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor. Özellikle Akdeniz diyeti ile beslenen bireylerde bu telomerlerin daha uzun olduğu görülmüştür.
GIDAHATTI DERGİSİNİ ÜCRETSİZ İNDİRİN
(15)