Türkiye’nin 305 Önemli Doğa Alanı arasında bulunan Datça ve Bozburun Yarımadaları’nın bozulmamış doğası, nesli tehlike altındaki bitki ve hayvan türlerine olduğu kadar geleneksel yaşam biçimlerine de ev sahipliği yapıyor. Dünyada bu şekilde hayatta kalmış birçok bölgede çalışmalar yürüten COMDEKS-SGP kapsamında öncelikli alan olarak belirlenen Datça ve Bozburun Yarımadaları’nda son iki yıldır yürütülen sekiz proje daha tamamlandı.
Datça ve Bozburun, doğayla insan arasındaki bağların desteklendiği çalışmalarla dünyaya ilham veriyor. Dünyanın birçok bölgesinde yaşam alanı kayıplarını azaltmayı, nesli tehlike altındaki türleri korumayı, doğayla uyumlu insan faaliyetlerini desteklemeyi ve halkın karar alma mekanizmalarında söz sahibi olmasını amaçlayan bir destek programı olan COMDEKS-SGP kapsamında Datça ve Bozburun yarımadalarında 2012 yılından bu yana projeler uygulanıyor.
Program, 2015-2016 yıllarında, Akdeniz Koruma Derneği, Akdeniz Yeşilleri Derneği, Buğday Derneği, Doğa Araştırmaları Derneği, Doğa Koruma Merkezi, Doğa Kültür ve Yaşam Derneği, Seferihisar Doğa Okulu ve Sualtı Araştırmaları Derneği’nin yarımadalarda belirlenen sorunların çözümü konusunda yaptıkları çalışmaları destekledi. Projelerin bir kısmı bilgi ve çözüm üretmek amacıyla geliştirildi.
Anadolu’da yaşayan tek doğal palmiye türü Datça hurması araştırıldı, organik gübre üretimi desteklendi, nesli tehlike altındaki memeli türlerinin korunması konusunda çalışmalar yapıldı. Yerel üretimin ve geleneksel yaşamın desteklenmesi amacıyla yürütülen projelerde ise çam balının korunması, sorumlu balıkçılığın yaygınlaştırılması, kadın balıkçıların örgütlenmesi ve kadim üretim yöntemlerinin araştırılması hedeflendi. Projelerin birçoğu yerel halkın desteğiyle gerçekleştirildi.
Konu hakkında açıklama yapan SGP Türkiye Ulusal Koordinatörü Gökmen Argun, “Projeler kapsamında gerçekleştirilen buluşma ve toplantılar, tanıtım çalışmaları, bilimsel araştırmalar ve bilgilendirici yayınlar aracılığıyla denizlerde ve karada biyolojik çeşitliliğin korunması, geleneksel ürünlerin tanıtılması ve değerlerinin arttırılması, kadim üretim biçimlerinin gelecek kuşaklara aktarılması konusunda önemli adımlar atılmıştır. Umarız bu çalışmalar Türkiye’nin başka yerlerinde de doğa ve insan arasındaki bağın güçlendirilmesi konusunda emek veren insanlara ilham kaynağı olur” dedi.
COMDEKS-SGP desteğiyle gerçekleştirilen 8 proje
Akdeniz Koruma Derneği’nin yürüttüğü “Kadın Balıkçılar: Datça-Bozburun Yarımadası” projesinde, bölgedeki kadın balıkçılarla çalışma grubu oluşturuldu, kadın balıkçılara özgü örgütlenme modelleri üzerinde çalışıldı, eğitim faaliyetleri düzenlendi, kadın balıkçıların mesleki deneyimleri, geleneksel bilgileri içeren bir kitap hazırlandı.
“Çam Balımız Yok Olmasın” projesini geliştiren Akdeniz Yeşilleri Derneği, yarımadalardaki arıcılıkla ilgili bilimsel araştırmalar yaptı, istatistiki veriler topladı, arıcılıkla uğraşan ailelerle toplantılar gerçekleştirdi, çalıştaylar organize etti.
“Datça’da Doğa Dostu Tarım İçin Organik Atıklardan Organik Gübre Üretimi” proje sahibi Buğday Derneği, kompost ve sıvı gübre üretimi ile ilgili eğitim faaliyetleri düzenledi, organik sertifikasyon konusunda çeşitli köylerde ön bilgi paylaşımında bulundu, kompost üretimini kolaylaştırıcı makine desteği sağladı.
“Datça-Bozburun Yarımadası’nda Nesli Tehlikedeki Memeli Hayvanları Koruyoruz” projesi kapsamında Doğa Araştırmaları Derneği, beş memeli türüne yönelik bilgilendirici posterler hazırladı. Bu posterler okullar ile kamu kurumlarına asıldı. Dernek arıcılık faaliyetleri sonucunda elde edilen ürünlerin ve bu ürünlerle ilişkili türlerin korunmasına yönelik önlemler aldı.
Doğa Koruma Merkezi tarafından yürütülen “Datça Hurmaları Korunuyor” projesinde, Datça hurmasının yayılış gösterdiği kıyı ve dere boylarında seçilen hurma kümelerine ait veriler toplanarak detaylı bir veri tabanı oluşturuldu, sağlık durumlarına bakıldı, eğitim çalışmaları yapıldı ve bilgilendirme panoları uygun alanlara yerleştirildi.
Doğa Kültür ve Yaşam Derneği, “Bozburun Yarımadası Kadim Üretim Havzalarını Yaşatma Projesi”nde havzadaki kadim ürünlerin ve üretim tekniklerinin; yaban hayatı, flora ve ornito-fauna ile ilişkilerini araştırdı, geleneksel arazi kullanımının devam ettiği köylerde bu ürünlerin envanterini oluşturdu ve pazarlama imkanlarını listeledi.
“Sorumlu Balıkçılığa Geçişte Karasal Denetimin Güçlendirilmesi” projesini yürüten Sualtı Araştırmaları Derneği, balıkçılık kültürü ve tüketim alışkanlıklarını konu alan bir belgesel çalışması yaptı, denizlerin korunması ve akılcı kullanımı konusunda faaliyetler yürüttü.
“Datça ve Bozburun’da Birlikten Kuvvet Doğar” projesini yürüten Seferihisar Doğa Okulu ise bölgede COMDEKS-SGP destekli proje sahiplerini ve sivil paydaşları buluşturarak yarımadanın geleceğini konuşmak, biyolojik çeşitliliğin ve geleneksel üretimin devamlılığını sağlamak amacıyla bir iletişim ağının oluşmasını sağladı. Bu ağın oluşması ve sürekliliği için yarımadanın farklı köylerinden yerel üretici ve sivil topum kuruluşlarından oluşan 65 kişilik bir grupla, geleneksel arazi kullanımı ve doğa koruma konuları kapsamında eğitim faaliyetleri gerçekleştirildi.
GIDAHATTI DERGİSİNİ ÜCRETSİZ İNDİRİN
(34)