“Dışa bağımlılığımızı azaltmak için yenilenebilir kaynakları aktif hale getirmeliyiz” diyen EPPAM Başkanı Yrd. Doç. Dr. Filiz Katman, Türkiye’de enerji kaynaklarının siyasi, hukuki ve güvenlik açısından oldukça önemli olduğunu kaydetti. Katman, “Türkiye’nin sadece üzerinden boru hatları geçen bir merkez olmasından çıkarıp enerji alım satım işlemlerinde de söz sahibi olacak düzeye getirmeliyiz” dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi(İAÜ) bünyesinde bulunan EPPAM (Enerji Politikaları ve Piyasaları Uygulama ve Araştırma Merkezi) tarafından düzenlenen “Türkiye Enerji Forumu” ile birçok akademisyen bir araya gelerek enerji konusu kapsamındaki değerlendirmeleri masaya yatırdı.
Konusunda uzman akademisyenlerin bir araya gelerek başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere Türkiye’nin enerji kaynakları, petrol piyasası ve enerji güvenliği gibi konular tartışıldı. Türkiye’deki enerji politikalarını uluslararası gelişmeler ve birikimlerden de yararlanarak oluşturulması ve geliştirilmesine katkı sağlamak amaçlı kurulan EPPAM, yapılan toplantılarla birlikte enerji konusunun altının çizilmesi için birçok çalışmaya da imza attı. EPPAM Başkanı Yrd. Doç. Dr. Filiz Katman da özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarına vurgu yaparak, “Dışa bağımlılığımızı azaltmak için bu kaynakları aktif hale getirmeliyiz” dedi.
“Türkiye konumu itibariyle enerji bakımından zengin bir ülke”
Türkiye’nin konumu itibariyle zengin bir ülke olduğunu dile getiren Filiz Katman, “Gelişmekte olan bir ülke olduğumuz için enerji kaynakları bizim için siyasi, hukuki ve güvenlik açılarından çok önem arz ediyor. Biz de bu alanda bir forum anlayışıyla yani farklı düşüncelerden farklı gruplardan temsilcilerle bir araya gelerek hem geleceğimiz olan öğrencilerle hem de kamuoyuyla bu değerlendirmeleri paylaşmak amaçlı her yıl uluslararası düzeyde zirveler organize ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Türkiye enerji konusunda köprü olmaktan çok daha öteye gitmeli”
Katman, “Türkiye konumu itibariyle batıda enerji talebi olan ülkeler ile doğuda enerji kaynaklarına sahip olan ülkeler arasında köprü konumunda görünüyor. Biz bu kavramı biraz daha açmak istiyoruz. Özellikle 2000’li yıllardan itibaren üzerinden geçen boru hatları bakımından çok önemli bir merkez haline geldi. Fakat sadece köprü konumunda olan Türkiye neden ticari boyuta dökerek enerji alım satımlarından kar edecek şekilde Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) olma stratejisini geliştirmiyor diye irdeliyoruz. Biz bu görüşün altında yatan nedenlerle birlikte artık Türkiye’nin sadece üzerinden boru hatları geçen bir merkez olmasından çıkarıp enerji alım satım işlemlerinde de söz sahibi olacak düzeye getirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
“Devlet 2035 yılına kadar olan enerji planlamasını yaptı”
“Yenilenebilir enerji artık dünyada çok önemli bir yere sahip ve Türkiye olarak da özellikle son iki dönemdir devlet tarafından da destekleniyor” diyen Katman şunları kaydetti: “ Bu konuda birçok yatırım söz konusu ve bu büyük bir fırsat barındırıyor. Bizim öğrencilerimiz bile yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaya başladı. Aynı zamanda yenilenebilir enerji için yatırım yapacak olanlar çok çeşitli yerlerden fon imkânlarına sahip olabiliyorlar. Verimli olmak burada çok önemli. Mesela bugün lityum enerji pilleriyle güneş enerjisinin depolanması gibi bir konumuz daha var. Enerji bakımından depolama çok önemli bir kavramdır. Bununla ilgili yapılan AR-GE çalışmalarına ülkemiz çok büyük destek veriyor. Hatta Konya’da bununla ilgili çok büyük bir merkez açıldı. Kısacası, Türkiye tüm imkânlarıyla bu işe çok destek veriyor. Yenilenebilir enerji maliyeti yüksek olduğu için Türkiye kısa, orta ve uzun vadeli olarak enerji planlamaları yürütüyor. Uzun vadede yenilenebilir enerji kaynakları planlarıyla birlikte yüzde 70 olan dışa bağımlılığımız yüzde 50’ye kadar düşürülmesi hedefleniyor. Devletimiz, 2035 yılına kadar dünya petrol ve doğalgazdan enerjisini temin etme planını yaptı”
GIDAHATTI DERGİSİNİ ÜCRETSİZ İNDİRİN
(17)