İngiltere, 1973’te katıldığı Avrupa Birliği’nde kalıp, kalmamayı oylamak üzere yarın sandık başına gidecek. AB’de kalma yönünde kampanya yürüten Başbakan David Cameron, Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılığının geri dönüşü olmayan bir karar olacağını söyledi, “Tek başımıza değil, AB içerisinde daha güvendeyiz.” dedi.
İngiltere, AB içinde kalıp, kalmamayı oylayacak. İngiliz seçmenin, yarın yapılacak referandumda AB’de kalma ya da ayrılma yönünde vereceği karar, hem Avrupa Birliği’ni hem de İngiltere’yi ekonomik ve politik yönden etkileyecek.
AB’de kalmayı savunan kampta yer alan Başbakan David Cameron, kritik referandum öncesinde Başbakanlık resmi konutu ve çalışma ofisi, Downing Street Number 10 önünde açıklamalarda bulundu.
Birleşik Krallık ekonomisinin birlikte kalmaya devam ettikçe daha güçlü olacağını dile getiren Cameron, “Birlikten ayrılmak Britanya için büyük risk oluşturacak ve geri dönüşü olmayan bir karar olacaktır.” dedi. David Cameron, Birleşik Krallık’ın AB üyeliğinin ulusal güvenlik için önemine de dikkati çekerek ülkenin tek başına değil, AB içerisinde daha güvende olduğunu ifade etti.
Ülkesinin “özel bir ülke” olduğunu vurgulayan İngiltere Başbakanı, şunları kaydetti:
AB’de olmak gücümüzü artırıyor
“AB’de kalmanın bizi eksilttiğini düşünsem, birlikten ayrılma yönünde oy kullanılmasını tavsiye ederdim. AB’de olmak gücümüzü artırıyor, azaltmıyor. 28 üyeli birlikte iklim değişikliği, hastalık ve yoksullukla mücadele, Rusya’nın saldırganlığına karşı mücadelede öncü rol üstlenebiliriz. Eğer AB’den ayrılırsak, başkaları bizimle ilgili biz olmadan kararlar alacaktır.”
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
Küresel piyasalarda da sonucu merakla beklenen referandum öncesi Almanya’daki işadamlarıyla buluşmasında açıklamalarda bulunan Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble ise referandumdan çıkacak sonuç ne olursa olsun AB’de işlerin eskisi gibi devam edemeyeceğini kaydetti.
İngiliz seçmenin AB üyeliğinin devamından yana oy kullanmasını umut ettiğini belirten Schaueble, “İngiltere’de sonuç ne çıkarsa çıksın, çoğunluk İngiltere’nin AB’de kalması yönünde karar verse de bundan sonra AB’de işler eskisi gibi devam edemeyecektir. Aksi takdirde insanlar bizim hiç bir şey anlamadığımızı söyleyecekler.” dedi.
İngiliz seçmenlerin AB’ye yönelik eleştirilerinin, değişim isteklerinin, başka üye ülkelerde de yurttaşlar tarafından dile getirildiğine vurgu yapan Schaeuble, giderek daha fazla Avrupalının AB projesi hakkında soru işaretleri taşıdığını anlattı.
Nicolas Sarkozy, Fransa-Almanya liderliği peşinde
Aynı toplantıya katılan Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de AB’nin karşı karşıya bulunduğu sorunları aşmasının, Fransa ve Almanya’nın birlikte liderlik üstlenmesine ve çözüm planı ortaya koymasına bağlı olduğunu kaydetti. Nicolas Sarkozy, “Avrupa’yı içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için yapılması gereken yeni bir Fransız-Alman inisiyatifidir, gerekirse yeni bir AB antlaşmasının yapılmasıdır. Bu şekilde 450 milyon AB yurttaşı onları anladığımızı, onların bize söylediklerini duyduğumuzu, onları koruyan bir AB istediğimizi hissedeceklerdir” ifadelerini kullandı.
Fransa’da ana muhalefet partisi Cumhuriyetçiler Partisi’nin liderliğini yürüten Nicolas Sarkozy, Türkiye’nin AB üyeliğine itirazlarını da yineledi.
Anketler başa baş
İngiltere’nin AB için yolunu belirleyecek referandumla ilgili son anketler ise “AB’de kalalım” diyenlerle “AB’den ayrılalım” diyenlerin başa baş olduğunu gösteriyor. Anketlerin ortalaması, ülkede birlik yanlıları ile ayrılık yanlılarını aynı oranda yüzde 50 gösteriyor.
Kamuoyu araştırma şirketi ORB’nin yaptığı anket ise ‘Kalalım’ oylarının yüzde 53, ‘Çıkalım’ oylarının yüzde 46 olduğunu gösterdi.
Bu durum, İngiltere’nin AB’de kalıp kalmayacağının, kararsızların son dakika oylarıyla belli olacağını ortaya koydu.
23 Haziran Perşembe günü yapılacak ve halka, “Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB’den ayrılmalı mı?” sorusunun yöneltileceği referandum sonucunun, Cuma gününün ilk saatlerinde netleşmeye başlaması bekleniyor.
GIDAHATTI DERGİSİNİ ÜCRETSİZ İNDİRİN
(6)