Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye’de keyfi, rastgele bir üretim değil, bilimsel verilere dayalı, arazinin durumuna, su durumuna göre bir ekim gerçekleştirileceğini bildirdi.
Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı Milli Tarım Projesi için bakanlık olarak 5 aydır gece-gündüz demeden çalıştıklarını vurgulayarak, bitkisel üretim ve hayvancılığın projenin temel konuları olduğuna dikkat çekti.
“Türkiye artık havza bazlı üretime geçiyor “
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlardan bir tanesi, Türkiye artık havza bazlı üretime geçiyor. Yani üretim planlamasına gidiyor. Türkiye’de keyfi, rastgele bir üretim değil, bilimsel verilere dayalı, arazinin durumuna, su durumuna göre bir ekim gerçekleştirilecek.
İkincisi, üreticilerimiz yani çiftçilerimiz arz ve talep dengesizliği ile karşılaşmamaları için yapacakları ekimleri bu havzalarda Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre gerçekleştirecekler. Böylece ekim sonunda, ‘Hasat döneminde elde edilen ürünler elde kaldı, değer bulmuyor’ şeklindeki şikayetleri çok minimize, çok alt düzeye indirmiş olacağız.”
Üretim planlaması vurgusu!
Havza bazlı destekleme modelini tek cümle ile “üretim planlamasına Türkiye’nin geçişi” şeklinde değerlendirmenin doğru olduğunu belirten Bakan Çelik, bu kapsamda 941 havza yaptıklarını anlattı.
Çelik, bu havzalarda nelerin ekilmesi gerektiğini de derleyip toparladıklarını ve bunu kamuoyuyla şimdi yoğun şekilde paylaşacaklarını aktararak, şunları kaydetti:
“Ekimi gerçekleştirecek çiftçiler o havzalardaki ürünleri ekerlerse biz destek vereceğiz. Bu ürünleri Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) piyasaya müdahale edip alımlar gerçekleşiyorsa, bu ürünleri o havzada ekerlerse o alımı gerçekleştirecek. Aksi takdirde TMO ilgili havzada ekilmezse o ürünlerin alımını gerçekleştirmeyecek. Amacımız çiftçilerimizin kazanması ve ülke toprağımızın, tüm arazilerimizin en rasyonel ve verimli şeklide kullanılması. Onun için bu devrim niteliğinde, çok ciddi dönüşümü çokça uzun zamandır konuşulan hayata geçirilemeyen bu uygulama, 2017 yılı itibarıyla yürürlüğü girmiş olacak. Artık ekimler havza bazlı gerçekleşecek.”
“Organik gübreyle ilgili çalışmamız var”
Çelik, ekimin temel girdilerinden olan gübreyle ilgili de çok ciddi çalışmalarının bulunduğuna dikkati çekerek, “Organik gübreyle ilgili çalışmamız var. Önümüzdeki günlerde taraflarla bir araya geleceğiz. İnşallah o konuda mesafe alacağız inancındayım. Bunu ilk kez sizin aracılığınızla söylüyorum. Bu, son derece önemli.” dedi.
Kimyasallarla ilgili vatandaşların bazı kuşkuları ve endişelerini saygıyla karşıladıklarını belirten Çelik, “Fakat bu konuyla ilgili yapılan çalışmalarda, nihai olarak yapacağımız toplantılarda sonuçlandırıp, acaba organik gübre kullanımı konusundaki potansiyelimiz, imkanlarımız nelerdir? Bunları da ilgililerle netleştirdikten sonra kamuoyuyla ayrıntılı şekilde paylaşacağız.” diye konuştu.
Çelik, mevcut kullanılan gübrelerle ilgili ciddi fiyat düşüşleri yaptıklarını anımsatarak, “Özellikle Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği bünyesindeki Gübretaş gübrede yüzde 30’lar civarında KDV ile indirim gerçekleştirdi ama geneli itibarıyla gübre fiyatlarında KDV ile yüzde 23’lük bir fiyat indirimi gerçekleşti. Böylece ana girdi gübrede bu fiyat indirimi çiftçimizin yüzünü inşallah önümüzdeki dönem güldürecek.” ifadelerini kullandı.
Çiftçiye mazot desteği
Çelik, her seçimde bütün siyasi partilerin dillendirdiği çiftçinin kullandığı mazotla ilgili de düzenleme yaptıklarını ve çok önemli karar aldıklarını söyledi.
Karar kapsamında çiftçinin arazide ekim çerçevesinde kullandığı mazotun yüzde 50’sini kendilerinin karşılayacağını dile getiren Çelik, şöyle devam etti:
“Yani genel itibarıyla bakacak olursak Türkiye’de 5 milyar liralık mazot kullanılıyorsa bunun 2,5 milyar lirasını devlet, 2,5 milyarını çiftçimiz karşılayacak. Bu dekar başına her ürün için farklı. Diyelim ki buğdayda bir dekarda 25 liralık mazot kullanılıyor. Bunun 12,5 TL’sini biz, devlet karşılayacak. 12,5 TL’sini de çiftçimiz vermiş olacak. Dolayısıyla uzun yıllardır ‘mazot pahalı’, ‘mazot sorunu var’ diye hem seçim meydanlarında, hem de çiftçilerle bir araya geldiğimizde yapılan tüm bu değerlendirmelere bir noktayı koymuş olduk. Artık mazot çiftçimize yüzde 50 maliyetle verilmiş olacak.”
“Biz artık hayvan üretim fabrikaları kuruyoruz”
Çelik, Türkiye’de her geçen gün et tüketiminin arttığını, bundan dolayı da ciddi anlamda canlı hayvan sayısında artışa ihtiyaç duyulduğunu belirterek, bu konuda da önemli kararlar aldıklarını bildirdi.
Çelik, “Yeni dönemde attığımız adımın ana tanımlaması şöyle yapılabilir: Biz artık hayvan üretim fabrikaları kuruyoruz. Yani hayvan sayısını kendi bünyesinde, kendi coğrafyasında artıracak bir mekanize kurmamız gerekiyor. Yani fabrika derken yanlış anlaşılma olmasın, bu mutlaka sağlanmalı. Yani hayvan varlığını kendi topraklarımızda, şartlarımızda çoğaltmamız gerekiyor. Bunun için yaygın bir şekilde TİGEM damızlık üretimi çalışmalarına ağırlık veriyor şu anda. Hibe kapsamında 51 bin damızlık hayvanı genç çiftçilerimize hibe ediyoruz. Bu genç çiftçilerin 11 bini de kadın.” dedi.
Dağıtımlara Trakya’dan başladıklarını, Türkiye’nin muhtelif yerlerinde 80 bin küçük baş, 51 bin büyükbaş hayvanın hibe olarak bu yılın sonuna kadar tüm çiftçilere dağıtılacağını anlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu iş, hükümetin vaadi olarak hibe politikası. Ayrıca TİGEM, damızlık hayvan ihtiyacı olanların damızlık hayvanını temin etme konusunda da şu anda yoğun şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Bu kamu açısından. Bir de özel sektör açısından aldığımız, dün itibarıyla Sayın Başbakanımızın açıkladığı ve yürürlüğe koyduğumuz kararlar var. O da şu: 31 ilde düve merkezleri kuruyoruz. En az bir merkezde 500 düve olacak. Böylece bir vatandaş hayvancılık yapmak istiyorsa dağ tepe dolaşıp hayvan temin etmeye uğraşmayacak. Gelecek bu 31 merkezden dilediği cinste, ırkta, yaşta, dilediği özellikteki hayvanlarını kaç tane istiyorsa alacak ve gidip hayvancılığı kendi köyünde, dilediği yerde gerçekleştirmiş olacak. Böylece bu merkezler sayesinde hayvan varlığımızın hızla artacağı inancı içindeyim.” Kaynak: AA
(4)