Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, sebze meyve fiyatlarında fireden kaynaklı zararların azaltılması için soğuk hava depoculuğuna ve soğuk zincire teşvik vereceklerini söyledi.
Malatya İnönü Üniversitesi 2016 – 2017 Akademik Yıl Açılış Töreni, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Malatya Valisi Mustafa Toprak, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın katılımıyla gerçekleşti.
Tören sonrası gazetecilerle bir araya gelen Bakan Tüfenkci, gıda fiyatlarında oynaklığı ve mevsimselliğin etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Soğuk hava depoculuğu teşvik edilecek
Enflasyon sepetinde gıdanın ağırlığının düşürülmesi için öncelikle gıda fiyatları ile sebze ve meyve fiyatlarında neler yapılabileceği konusunda çalıştıklarını belirten Tüfenkci, “Enflasyona etkisi var, oynaklığı önlemek istiyoruz. Mevsimsellik bizde çok etki ediyor” dedi. Sebze meyvede yüzde 25’lere varan firenin fiyatlara etkisini minimize etmek için hallerde soğuk hava depoculuğuna ve soğuk zincire teşvik vereceklerini bildiren Tüfenkci, şunları kaydetti:
“Hal Yasası’na, sebze meyve fiyatlarında neler yapabiliriz bakıyoruz. Antalya gibi bazı illerde üreticilerin, hallerde tüccarların, komisyoncuların beyanını aldık. Daha önceki Hal Yasası’nda ürünün kayıt altına alınması üzerine yapılan çalışmalarla yüzde 50 oranında başarı sağladık.
İkinci aşamada dedik ki; ‘Tarladaki fiyatla perakendedeki fiyat arasında makas çok açık. Bu zincirde kim ne kazanıyorsa vatandaş bunu görsün’. Sebze ve meyvede fire oranları çok yüksek. 100 milyarlık sebze meyvenin yüzde 25’inin (25 milyar lira) fire olduğu düşünülürse üretici birliklerimizi güçlendirelim, tarlada doğru paketleme yapalım.
Sebze meyve fiyatları enflasyona çok etki ediyor. Hallerde soğuk hava depoculuğu olmalı. Lisanslı depoculuğa, soğuk zincire teşvik vereceğiz. Üretici birlikleri güçlendirilmeli. Bunu başarırsak önemli iş olacak.”
“Kırmızı hat kontrolünü azaltacağız”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, sebze-meyve ve narenciye ihracatında kırmızı hat uygulamalarının ürünlerde çürümeye ve zarara yol açtığı şikayetlerinin hatırlatılması üzerine ise “Narenciyede, sebzede meyvede kırmızı hattı minimuma indireceğiz. Önümüzdeki 2 ay içinde önemli bir oran düşüşü sağlayacağız. Hava kargonun daha fazla kullanılması lazım” karşılığını verdi.
Perakendecilerin ürün üzerine alış satış fiyatını gösteren etiket konulması konusundaki şikayetlerinin hatırlatılması üzerine de Tüfenkci, perakendecilerin kendilerine şikayette bulunmadığını, kapısının herkese açık olduğunu belirterek, “Gelsinler, konuşalım” ifadesini kullandı.
“Rekolteyi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı açıklayacak”
Türkiye’de üretici, tüccar, ihracatçı ve sanayici kesimlerin aynı üründe fiyatları etkileme için farklı rekolte rakamları açıklayabildiklerini, bunun da oynaklığa etki ettiğini vurgulayan Bakan Tüfenkci, “Herkese göre rekolte açıklama yok. Artık rekolteleri Tarım Bakanlığı açıklayacak. Kasıtlı fiyat baskısı yapılıyordu. Artık her üründe rekolte ölçüsü bakanlıkta olacak” diye konuştu.
İş dünyasında FETÖ tedirginliği
FETÖ operasyonlarının ekonomik etkisi konusundaki, “zararın 300 milyar dolar olduğu” şeklindeki sözleri hatırlatılan Tüfenkci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Onlar ilk tahminlerdi. Darbe girişiminin ekonomik zararı aşağı yukarı Rusya krizi ile aynı. Milli gelire yüzde 1-1,5 gibi etkisi oldu.
Maliye Bakanlığı çalışıyor. İncelenen şirket sayısı ise 800’e yakın. İncelenen şirketler yüzde 100 bitti demek mümkün değil ama epey mesafe alındı. Yüzde 80’inin incelemelerinde belli bir mesafeye gelindi. Sayıları biliniyor. Bilinmeyen çok az şirket var. Büyük şirketler TMSF’de. 500’e yakın şirketin TMSF’ye devredileceğini düşünüyoruz. TMSF daha önce de büyük şirketleri yönetti. O şirketler milletin malı, yaşamasını istiyoruz. Batıralım diye kayyuma devretmiyoruz. Aralarında borca batıklar var. Onları kapatmak lazım. Kayyum atanan şirketlerde harekete geçmek için mahkeme sonucunu beklememiz gerekiyor. Sonuçta mahkeme bitince bu adam temiz, şirket sahibine devredilebilir sonucu çıkabilir. Acil olarak satılan şirketlerin ise parasını bir bankada bloke etmemiz gerekiyor. Bazı şirketlerin de içi boşaltılmış.
Hızlı hareket edilerek kısa zamanda bu gündemden çıkılması, piyasaların da artık bunun tedirginliğinden çıkması gerekiyor. Bu konuda bazı önlemler aldık. Şirketler, ben şununla ticaret yapıyorum, sorgulanır mıyım, paramı alır mıyım endişelerinden çıkmalı. Düzenlemelerle bunun önünü açtık, piyasaların da bunu görmesi lazım. Başlangıçta uygulamada paldır küldür bir giriş yapıldığı için bazı eksik veya yanlış işlemler yapılmış olabilir, ama artık bunların çok azaldığını düşünüyorum. KHK’ya onların endişelerini giderecek hüküm koyduk. Bankaların bu tip şirketlere kredi verirken, kredi verenlerin şahsi mesuliyetleri olmayacak. ‘Kayyuma devredilenlere kredi verilebilir’ dedik. Bakanlık olarak genelge çıkardık ticaret sicillerde İşlem yapılabilmesi için. Yüzde 1 hissesi var. Adam FETÖ’den soruşturma geçirince bütün şirketin işlemlerine bloke konulmuş, bankalar kredi vermekte çekingen davranıyor. Biz bunu önlemek için ‘mahkemeler tarafından verilmiş bir karar yoksa hisse devirlerini önlemeyin’ dedik.
İçeride de ciddi bir stres testinden başarıyla çıktık. Darbe girişiminden sonraki bir ayda 350 tane yüzde 100 yabancı sermayeli şirket kuruldu. Bu yabancıların güvenini gösteriyor. 250 milyon doların üzerinde yabancı sermaye girişi oldu.”
(7)