Hükümet TL’deki değer kaybını durdurmak için çeşitli önlemler alırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yastığının altında döviz olanlar gelsin parasını TL’ye dönüştürsün. Türk lirası, değer kazansın” çağrısına MÜSİAD’dan da destek geldi.
11 bini aşkın üyesi ve onların temsil ettiği 60 bin üye işletmesiyle, Türkiye’nin yurt içinde ve yurt dışında en yaygın sivil toplum örgütlerinden biri olan MÜSİAD, tüm üyelerini TL kampanyasına destek olmaya çağırdı.
MÜSİAD’ın “Dövize Hayır, TL’ye Evet” dediğini belirten Genel Başkan Nail Olpak, dövizin bugünkü durumuna küresel dalgalanmaların yanı sıra belirgin bir manipülatif hareketin de sebep olduğunu ve bu durumdan TL’nin kazanacağı değer ile çıkılacağının altını çizdi.
“Manipülatif bir hareketle karşı karşıyayız”
Olpak, “Bugün ülkemizde döviz piyasalarında yaşananlara baktığımızda; kısa ve orta vadede atılacak adımları iyi planlayarak, gerekenleri hızla yapmanın ve kamuoyuna iyi anlatmanın önemli olduğunu görüyoruz. Dövizde yaşadığımız dalgalanmaların sadece küresel kaynaklı olmadığı, ancak ülkemizin mali altyapısından da kaynaklanmadığı açıkça ortadadır. Manipülatif bir hareketle karşı karşıyayız. Bu manipülasyona neden olanlara yaptırım uygulanması ve yurt içinde TL’ye değer kaybettirmeyi hedefleyen manipülasyon yapanların ellerinden de bu fırsatı almamız gerekiyor” dedi.
Bugün Türkiye’de, ne kamu ne de özel sektör açısından bundan 5 ya da 10 ay öncesine kıyasla daha kötü bir tablo olmadığını belirten Nail Olpak, hem iş dünyasının hem de yetkililerin kısa vadede ülke ekonomisi yararına alması gereken ekonomik tedbirleri ve önerileri de şöyle sıraladı:
“Tasarruflarımızı TL ile yapalım”
“Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği, Sayın Başbakanımızın gerekli tedbirleri almak için çalışmalar yürüttüğü ve halkımızın da destek verdiği ‘Dövizini Bozdur, Tasarrufunu TL ile yap’ çağrısı, özellikle bu dönemde sahip çıkmamız gereken bir davranıştır. MÜSİAD olarak bu çağrıyı destekliyor, üyelerimiz ve vatandaşlarımızı da destek olmaya çağırıyoruz.
Bunu öncelikle yapması gerekenlerin başında kamu kurum ve kuruluşları gelmektedir.
Firmalara her zamanki tavsiyemiz olan ‘Hangi para biriminden gelirin varsa, o para biriminden borçlan’ çağrımızı yineliyoruz.
“Döviz manipülasyonuna engel olalım”
Yurt içinde döviz manipülasyonu yapanlar varsa, BDDK, Merkez Bankası ve yetkili kurumlar bunu tespit edebilecek ve gerekeni yapabilecek altyapı ve yetkiye sahiptir. Gereken yapılmalıdır.
Döviz/TL parite değişiminin bir ayağı da TL’dir. O halde, manipülasyona fırsat sağlayabilecek bir TL imkanı oluşturulmamalıdır.
Kamu kurumları, özellikle bu dönemde, önceliği kamu bankalarına vererek mevduatlarına yüksek faiz elde etme yarışını bırakmalıdır. Bu mevduata, enflasyonu geçmeyecek, hatta bir miktar altında kalacak bir faiz kısıtı getirilebilir. Bu mevduatın vadeleri, en az 6 ay olacak şekilde hızla yenilenmelidir. Mevduat karşılığı promosyon alımları derhal durdurulmalıdır.
Kamu, özel sektör ve bireysel ayrımı yapılmadan, 6 ay ve daha uzun vadeli TL mevduata %10’luk gelir vergisi stopajı bu dönemde sınırlanmalıdır. Bunların yapıldığı bir süreçte, Merkez Bankası da faiz artırımı konusunda daha dikkatli olmalıdır.
“Teminat açığı sorunu çözülmezse özel sektör tıkanır”
Bu süreçte önemli bir başka konu da kredilere ilgili teminat açığıdır. Daha önce düşük kur değerinden kullanılan kredilerde teminat açığına düşülmesi iş dünyası için kritik önemdedir. Özel sektör, döviz kredisi borcunu ödeme zamanı gelince, ödeyebilecek olsa bile, bugünkü teminat açığı sorunu çözülmezse tıkanır. Bunu çözmenin yolu, en azından bu geçiş süresince döviz borcu teminatlarının döviz kredisinin alındığı kur üzerinden değerlendirilmesi olmalıdır.”
MÜSİAD olarak yurt içinde döviz ile alışveriş yapılmasına dur denilmesi söylemlerinin bugün daha da önem kazandığına işaret eden Olpak, “Sayın Başbakanımızın açıkladığı ‘Kamu ihale ve alımlarının TL ile yapılacağı’ kararına ek olarak, hizmet sektörü de dahil döviz ile alışveriş uygulamalarının biran önce kapsama alınması ve sona erdirilmesi gerekmektedir” dedi.
(4)