Yılın ilk çeyreğine ilişkin öngörülerde bulunan Saxo Bank’ın Baş Ekonomisti ve CIO’su Steen Jakobsen, 2017 yılı için ana sorunun Amerikan Doları’nın yönü olacağını söyledi. Jakobsen, “Yıl içinde yüzde 20 yukarı yönlü bir para birimi bir tepki tetikleyebilir ve yeni göreve gelen Trump yönetimi 20 yıllık ‘kuvvetli dolar ABD lehinedir’ dogmasından fedakarlık yapabilir.” dedi.
Saxo Bank baş Ekonomisti ve CIO’su Steen Jakobsen, 2017 yılının ilk çeyreğine dair görüşlerini açıkladı.
“ABD’deki popülizm seslerini gö zardı edemeyiz fakat bir seçim yılında Avrupa’da da bunları atlamamız lazım. Fakat rahat olun, bu bir döngünün sonudur, yeni bir başlangıç değil. Geçen zaman içinde, Nixon ve Reagan karışımı bir doktrin bekleyin ve yüksek dalgalanmalara hazır olun” saptamasını yapan ünlü analist, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Trump-manya’ya hoşgeldiniz”
“Tweetlerin ABD içinde gelişi güzel gündemi belirlediği ve ‘alışılmışın dışında’ olmanın yeni siyahi olmak olduğu bir dünyaya, 2017 ve Trump-manya’ya hoş geldiniz. Donald Trump ve yeni politikaları hakkında yapabileceğimiz tüm tahminlerde ana soru hep aynı kalmaktadır: ABD dolarının genel yönü ne olacaktır? 2017 yılında Çinin parası ve büyümesi nereye doğru gidecek? Brexit/Trump çifte etkisi bir döngünün sonu mu yoksa yeni bir şeyin başlangıcı mı?
Üç sorudan en önemlisi hangisi? Bu da Amerikan dolarının yönüdür. O kadar basitleştirilmiş bir ekonomik dünya ya da globalleşmiş bir piyasamız var ki, dolar global olarak tüm işlemlerin yüzde 75’inden fazlasını temsil etmektedir.
ABD doları yıllık olarak %20 nin üzerinde bir yükselişe sahipse – ki şu anda öyle – bu etkiye bir tepki olacaktı. Bu tepki ABD de beklenilenin üzerindeki faiz oranları dolayısıyla büyümenin yavaşlaması (potansiyel büyümeyi de azaltacaktır) ve dolaylı olarak global büyümeyi de azaltabilir. Çünkü ABD ağırlıklı borç yükü gelişen piyasaların aşırı dolar borçlarını ödeme kabiliyetini olumsuz etkileyecektir. Yabancı bankalar gelişen piyasalardaki firmalara 3.6 trilyon dolar kredi kullandırmışlardır ve bu kredilerin kabaca yüzde 50’si Çin’edir. Böylece 2. ve 3. sorular birbirine bağlıdır.”
Resesyon riski artıyor
Resesyon riskinin arttığının altını çizen Steen Jakobsen, piyasaların ortak görüşünün yüzde 5-8’e karşı yüzde 60 resesyon ihtimali olduğu kaydetti. Jakobsen, şu ifadeleri kullandı:
“Hisse senedi piyasalarında büyük satışların özellikle ressesyon zamanlarında olduğunu bildiğimiz için bu büyük bir risktir. Ressesyon Amerikan ekonomisini vurursa beklenen ‘drawdown’ yüzde 25-40 olabilir.
ABD’deki popülizm seslerine kayıtsız kalamayız, aynı zamanda bir seçim yılında bu seslere Avrupa’da da kayıtsız kalmamalıyız. Fakat rahat olunuz, bu bir döngünün sonudur, yeni bir başlangıç değildir. Dünya kapalı sınırlar, anti- globilizasyon, ticaret engellemeleri ve rekabet kısıtlamaları içeren bir gündeme doğru ilerlemeyecektir. Yine de bu güçlere özellikle global arenada liderliğin değişime uğradığı zamanlarda saygı duyulmalıdır.
“Angela Merkel gelişmiş dünyanın de facto lideri”
Trump’ın ticareti, yurt dışı birlikleri Amerika’ya geri çekmesi, 1970’li yıllardan beri geçerli olan Çin politikasını değiştirmesinin sonuçları ortaya çıkacaktır. Alman Şansölyesi Angela Merkel şu anda gelişmiş dünyanın de facto lideridir. Bu pozisyon Almanya’da seçimlerin olacağı bir yılda kendi istemediği ve kendisini rahat hissetmediği bir pozisyondur. Çin, ABD’nin yön değiştirmesi sonucu oluşacak bir vakumu dolduracaktır. Dış politika ve yatırım konusunda Çin yönetimi hiç olmadığı kadar açıktır. Bunun sebebi kısmen fırsat ve kısmen yükselen iç borç ve dışarıya akan sermaye hareketlerinden dikkati uzaklaştırmak içindir. Çin, büyük bir ihtimalle, muhtemelen zaman içinde yüzde 5-10 aralığında zayıflatacaktır. Fakat eğer zorlanırsa yine başka bir devalüasyon ile Amerikan politikalarına cevap olarak zayıflatabilir.”
Göreve başlayacak Trump yönetiminin açıkça ‘Zayıf Amerikan Doları’ politikası izleyeceği öngörüsünü dile getiren Jakobsen, “Çin’in para biriminin fazlaca zayıf olduğu söylemi elbette USD’nin de fazla güçlü olduğunu ima eder. Fakat Trump, Bill Clinton’ın hazine bakanı Robert Rubin zamanından bu yana uygulanan 1990’larda ortaya çıkan ‘kuvvetli dolar Amerika’nın çıkarınadır dogmasını da değiştirecektir. Aslında bu hiç bir zaman uygulanan bir strateji olmamıştır” dedi. Jakobsen bunun, 1970’leri ve Ağustos 1971 Nixon doktrini neticesinde hazine bakanı John Connally’nin yürürlüğe takdim ettiği gümrüklenebilir tüm ithal mallara yüzde 10 ek vergi ve dış yardım harcamalarına yüzde 10 indirim ve ‘altın penceresinin’ kapatılmasını ve tüm ücretlere ve fiyatlara 90 gün morataryum uygulamasını anımsattığını kaydetti.
İlk çeyreğin bazı ipuçlarını vereceğini düşündüğünü belirten ünlü analist Steen Jakobsen, tahminlerini, “Ancak, zaman ilerledikçe Nixon ve Reagan karışımı bir Trump doktrinini bekleyiniz. Esas sonuç, nitekim jeopolitik riskler tüm 2017 için önemlidir. Hayal et ve uzat para politikasının başlangıcının sonuna hoş geldiniz” sözleriyle tamamladı.
(3)