Türkiye’nin sağlıkta üç büyük sorununu hareketsizlik, şişmanlık ve sigara olarak sıralayan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Türkiye obezite bakımından dünyada en kötü durumdaki ilk 10 ülke arasında. Toplumun üçte biri obez, üçte biri kilo fazlası, üçte biri de normal” dedi, gıda paketleri üzerinde renklerle kalori uyarısı yapılabileceğini kaydetti. Akdağ, şeker ve tuz kullanımı konusunda 2017’de geniş bir paydaş çalışması yapacaklarını söyledi, sektörle de anlaşmak gerektiğini vurguladı.
Sağlık alanındaki sorunlar ve gelişmelere ilişkin Anadolu Ajansı’na açıklamalarda bulunan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye’de her üç kişiden birinin obez olduğunu belirterek, “Toplumun üçte biri obez, üçte biri kilo fazlası, üçte biri de normal. Bu durumda dünyada 10 ülke ancak var. Biz de o 10 ülke içine girdik. Kötü 10’dayız.” dedi.
“Sektörle anlaşma” mesajı
Toplumun genelinde şeker ve tuz kullanımına yönelik alınması gereken tedbirlere ilişkin bir soru üzerine Bakan Akdağ, sağlıkta dönüşümün ikinci fazını hazırlarken, 2017’de geniş bir paydaş çalışması yapacaklarını ve konuya ilişkin yeni uygulamalara başlamayı umut ettiklerini bildirdi. Akdağ, bu konunun kolay olmadığını, sektörle de anlaşmak gerektiğini vurguladı.
Hemen herkesin zararına inandığını sigara konusunda toplumsal destek bulmanın basit olduğuna işaret eden Akdağ, şekerli ve yüksek kalorili gıdalarla ilgili alınacak tedbirlerde ise bu kadar kolay destek sağlanamayacağını kaydetti. Sigara kullananların toplumun yüzde 30’unu oluşturduğuna vurgu yapan Akdağ, şunları söyledi:
“Ancak ‘Ben baklava, börek, kadayıf dolması, hamburger hayatta yemem’ diyen var mı içinizde? Bunun için zor bu olay. Bizim kaloriyi, şekeri, karbonhidratı azaltmamız var. Ama Türk mutfağı da inanılmaz lezzetli. Bunun için bu çok kolay bir mesele değil, çok daha zor. Dünya örnekleri de bunun daha zor olduğunu gösteriyor. Ama bu zorluk bizi asla bu yoldan döndürmemeli.”
MEB ile yapılan iş birliği ile okul kantinlere getirilen yeni uygulamaya değinen Akdağ, “Ancak yetmez. Ana sınıflardan başlayarak çocuklarda doğru beslenmenin, aşırı kalori, karbonhidrat almamanın öğretilmesi açısından MEB ile bizim çok daha sıkı çalışmamız gerekiyor.” dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile yürütülen çalışmaları da aktaran Akdağ, yiyeceklerde tuz oranını azalttıklarını, azaltmaya devam edeceklerini vurguladı.
Gıda paketlerine kalori uyarısı
Gıda paketlerine de uyarı koymak gerektiğini bildiren Akdağ, “Gıdanın kalorisini büyüteçle göreceğiniz bir yazıyla yazmanız yetmez. Biz gıda paketlerinin üzerine mesela renk uyarıları koyabiliriz, kırmızı, yeşil, sarı… Kırmızı ‘yüksek kalori var, dikkat’ anlamına gelecek.” diye konuştu.
Gıdanın reklam ağırlığı içinde önemli bir yer tuttuğunu kaydeden Akdağ, “Evet reklam yapılabilir ama biz de Bakanlık olarak oraya bir uyarı koymak istiyoruz. Biz de ‘Tamam ürün çok lezzetlidir, reklam onu bize anlatıyor ama bunu aşırı tüketirseniz sağlığınıza zarar verir’ diyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Bakan Akdağ, obeziteyle mücadelede Sağlık Bakanlığı ile ilgili diğer bakanlıkların, reklamcılık, medya sektörü ve RTÜK’ün beraber çalışması gerektiğini belirtti.
“Türkiye’de her üç kişiden biri obez”
Obezite konusunda Türkiye’nin dünyadaki yerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Akdağ, şunları kaydetti:
“Maalesef durumumuz çok kötü. Türkiye’de her üç kişiden biri obez. Ben niye zayıflamaya çalışıyorum? Ben de son bir-iki yıldır obez sınıfına girdim. Vücut kitle endeksim 30’un az bir şey üzerine çıkmıştı. Şimdi 80 kiloya geri döndüğüm zaman obez olmaktan çıkıyorum ama yine aşırı kilolu oluyorum. Oysa bana birçok kişi de ‘Yok siz de çok şişman değilsiniz’ diyor.
Dolayısıyla bunun zor bir iş olduğunu bilelim. Toplumun üçte biri obez, üçte biri kilo fazlası, üçte biri de normal. Bu durumda dünyada kaç ülke var derseniz? 10 ülke ancak var. Biz de o 10 ülke içine girdik. Kötü 10’dayız. Bir taraftan hareketsiz bir toplumuz.
Obeziteyle mücadele zor ancak bu konudan vazgeçemeyiz. Türkiye’nin sağlıkla ilgili geleceğini konuşacaksak, en önemli konuşacağımız üç husus var, hareketsizlik, şişmanlık ve sigara… Bunun yanına alkolü ekleyebiliriz. Her ne kadar Avrupalılara kıyasla yüzde 20 oranında alkol tüketimimiz varsa da. Bunları 10 maddeye de çıkarabiliriz ama 10’unu saysak biraz daha mücadelemizi zayıflatacağız. Türk nüfusunun düzenli biçimde hareket eden oranı yüzde 20’nin altında. Finlandiya’da bu, yüzde 80’in üzerinde.”
“Şunu yemeyin’ dediğinizde, hayat içinden çıkılmaz bir hal alıyor”
Zayıflama konusunda, “Sabah kahvaltısını krallar gibi, akşam yemeğini yoksulmuş gibi yiyin” ifadesini kullanan Akdağ, Hz. Peygamber’in “Midenizin üçte birini yiyecekle, üçte birini suyla doldurun, üçte birini de boş bırakın. Sofradan doymadan kalkın” tavsiyesini de anımsattı.
Her gıdadan az yemenin önemli olduğuna değinen Bakan Akdağ, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Kompleks önerilerde bulunuyor meşhur diyetisyenler, popüler insanlar var toplum önüne çıkan. Olabilir. Herkesin bir düşüncesi var ama bunun en basiti az yemek. ‘Protein diyeti, şunu yemeyin, bunu yemeyin’ dediğiniz zaman hayat biraz daha içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Ben şimdi bugünlerde yediğimin yarısını yiyerek hayatımı çok daha rahat idame ettirebilirim. Bütün mesele iradeye hakim olmak, bütün mesele ağzının fermuarını çekebilmek. Daha az yiyelim, daha çok hareket edelim.”
(16)