Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği’nin (ASÜD) koordinatör faydalanıcı olduğu “Türkiye Sütçülük Sektörünün Su Sürdürülebilirliği: Verimlilik, Riskler ve Kırılganlıklar Projesi”, Ankara’da düzenlenen toplantıda tanıtıldı. ASÜD Başkanı Harun Çallı, “Ülkemizin geleceği için, yaşam için vazgeçilmez iki önemli öğe olan suyumuza ve sütümüze sahip çıkmalıyız.” dedi.
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı tarafından yürütülen Sivil Toplum Diyaloğu Programından hibe almaya hak kazanan ASÜD’ün lider olduğu “Türkiye Sütçülük Sektörünün Su Sürdürülebilirliği: Verimlilik, Riskler ve Kırılganlıklar Projesi”; İngiltere’den International Business Leaders Forum (IBLF), Hollanda’dan Water Footprint Network (WFN) ve Türkiye’den İklim Araştırmaları Derneği (İAD) ortaklığında yürütülüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü, İzmir Kalkınma Ajansı, Ulusal Süt Konseyi, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği ve Tire Süt Kooperatifi de projeye destek veriyor.
Türkiye Sütçülük Sektörünün Su Sürdürülebilirliği Projesi
Projenin tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan ASÜD Başkanı Harun Çallı, “Projemiz en temelde su riskinin değerlendirilmesi, değer zinciri üzerinde su riskinin olası etkilerinin incelenmesi ve su ile ilgili riskler konusunda Türkiye sütçülük sektörünün kırılganlığının azaltılması konusundaki teknik çalışmaların yanı sıra, İngiliz ve Hollandalı proje ortakları ile çiftlik ve işletme seviyesinde bilgi paylaşımı yanında, politika, teşvikler ve mevzuat konusunda da bilgi paylaşımı platformu yaratılması hedeflemektedir” dedi.
Konuşmasında Türkiye-Avrupa Birliği müzakereleri sürecinde temel ayaklardan biri olan Sivil Toplum Diyaloğu’nu oldukça önemsediklerini belirten Çallı, su sürdürülebilirliği konusunda Avrupalı paydaşlarının deneyimlerinden yola çıkarak Sütçülük Sektörü adına yürütülecek proje faaliyetlerinin çıktılarını, ülkemizin ekonomik kalkınması için tüm tarafların kullanımına sunacaklarını bildirdi. Çallı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Dünya ile rekabet gücümüzün artması ve gelecek nesilleri sağlıklı besleyebilmemiz için almamız gereken en önemli tedbir, üretmiş olduğumuz çiğ süt kalitesini artırmak ve tamamının kayıt altına alınarak kişi başı tüketimi Avrupa’daki ortalama olan 300 kg seviyesine çıkarmaktır. Bu noktada, ASÜD üyeleri olarak canla başla çalıştığımızı belirtmek isterim. İhracatımızı artırmak adına dünyanın birçok noktasında ticari faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu bağlamda, Körfez ülkeleri gibi yakın pazarlarda ve Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore gibi büyük pazarlarda hükûmetimizin ihracata vereceği desteklerle bizlerin yanında olması en büyük arzumuzdur.
Diğer yandan su, yeryüzünde yaşayan her bir canlı için hayatın kaynağıdır. Yeryüzünde suyun yapısı milyarlarca yıldır hep aynı kalmıştır. Ama miktarı her geçen gün azalmaktadır. Bugün dünyada 700 milyon insan su kıtlığı çekiyor. Bilimsel çalışmalar önümüzdeki 20 yıl içerisinde bu durumun aralarında İstanbul gibi büyük metropoller başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde, milyarlarca insanı etkileyecek bir boyuta ulaşabileceğini gösteriyor.
Türkiye, sanılanın tersine, su zengini bir ülke değildir. Artan nüfusu, gelişen ekonomisi ve büyüyen kentleriyle, “su stresi yaşayan” bir ülke kabul edilen Türkiye, Akdeniz havzasının iklim değişiminden ciddi etkilenen bölgelerden biri olması nedeni ile “su fakiri” bir ülkeye dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ülkemizde hâlen, kişi başına düşen su miktarı 1.519 m³’tür. TÜİK, Türkiye nüfusunun 2030 yılında 100 milyona ulaşacağını öngörmektedir. Bu durumda, kişi başına düşen su miktarının 1.120 m³/yıl olması beklenmektedir.
Suyun ‘’dengesi’’ tüm yaşamı etkiliyor
Suyun doğrudan değil, dolaylı olarak daha fazla tüketildiği; bir mal veya hizmetin üretimi için kullanılan su kaynaklarının toplan miktarına suyun ayak izi denildiği bilinmektedir. Su ayak izi, suyun tüketim göstergesidir. Maalesef gıda ve tarım, su tüketiminin en yüksek olduğu sektörlerin başında gelmektedir. Kişisel ihtiyaçlarımız için kullandığımızdan sudan çok daha fazlası tarımda kullanılmaktadır. Nehirler ve yeraltı su kaynaklarından elde edilen tatlı suyun %70’i tarımsal sulamalarda, yaklaşık %10’u kişisel ihtiyaçlar için evlerde, kalan %20’si ise sanayide kullanılmaktadır. Kullanılabilir suyun dengeli dağıldığını ise söylemek çok zordur.
Artık yeşil muhasebeye geçme zamanı!
Gıda talebini karşılayacak su ihtiyacının, 2050 yılında çok daha fazla olacağı tahmin edilmektedir. Et üretimi için sebzelerden çok daha fazla suya ihtiyaç duyulmaktadır. Örneğin, 1 kg et üretmek için 5.000 ila 20.000 litre, 1 kg buğdayın ekmek olarak soframıza gelmesi için 1.500 litreden fazla su gerekir. Bu rakam 1 kg peynir için 378 litre, 250 ml bir bardak süt içinse 255 litre olarak hesaplanmaktadır.
Suyun geleceğimiz için en değerli varlıklarımızdan biri olduğunu bilmek yetmiyor, artık onun giderek tükenen, sınırlı bir kaynak olduğunu da içselleştirmemiz gerekiyor. Suyun her aşamada ve her ölçekte korunması, koruma-kullanma dengesinin sağlanması, suyun sürdürülebilir planlamanın mihenk taşı olması hepimiz için hayati önemde.
Bu yüzden ASÜD olarak günlük yaşantımızda üzerimize düşen bireysel ve kurumsal sorumluluklarımızın bilinciyle “Türkiye Sütçülük Sektörünün Su Sürdürülebilirliği: Verimlilik, Riskler ve Kırılganlıklar” Projesi’ni hayata geçiriyoruz. Artık finansal varlıklarımızın yanı sıra çevresel varlıklarımızın da muhasebesini tutacağımız bir yeni adımlar atıyoruz.
Proje kapsamında neler yapılacak?
ASÜD Başkanı Harun Çallı, proje uygulamalarında neler yapılacağını hakkında şunları kaydetti:
“15 ay sürecek faaliyetler süresince;
- Gerçekleştirilecek saha ziyaretleri ve araştırmalar ile Türkiye sütçülük sektöründe mevcut su kullanımının tüm değer zincirinde (yem, süt hayvanı yetiştirilmesi, süt ve süt ürünleri üretimi ve tüketiciye sunulması) suya bağımlılık ve süt sektörünün su kaynakları üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi,
- Sütçülük sektörünün su kırılganlıklarının değerlendirilmesi ve haritalandırılması, sektörünün su kaynakları üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi,
- AB ülkeleri ve Türkiye verileri dikkate alınarak bir birim üretim başına verimlilik, su kullanımı verilerinin kıyaslanması, mevzuat, politikalar ve stratejik yaklaşım konusunda, proje üyesi ülkelerdeki uygulamalar ile Türkiye’deki uygulamalar karşılaştırılacak ve politika önerileri geliştirilmesi, sektörünün su kaynakları üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi,
- Farklı yapı ve ölçekteki 2 süt işletmesi ve bir çiftlik incelenerek süt üreticilerinin ve süt sanayinin su kullanımını azaltıcı önlemlerin yer aldığı bir rehberin hem elektronik ortamda hem de basılı olarak hazırlanarak, süt sektörünün su kaynakları üzerindeki etkisinin değerlendirilmesine yönelik modüller hayata geçirilecek.
(49)