Dünya Gazetesi Yazarı Ali Ekber Yıldırım, 2016 yılı gıda enflasyonunun yüzde 5,65 oranıyla hedefin üzerinde gerçekleşen genel enflasyon oranının altında kaldığına dikkat çekerek, “Yüksek enflasyonunun sorumlusu gıda mı?” sorusunu sordu.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2016’da tüketici fiyat endeksinin (enflasyon) yüzde 8,53 olarak gerçekleştiğini, yurt içi üretici fiyat endeksinin ise yüzde 9,94 olduğunu belirten Ali Ekber Yıldırım, açıklanan enflasyon verilerinin hükümetin ve Merkez Bankası’nın tahminlerinin çok üstünde olduğuna vurgu yaptı. Yıldırım, şöyle yazdı:
Tarım ve gıda ürünleri günah keçisi!
“Daha 1 ay önce Merkez Bankası yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 7,5 açıklamıştı. Öyle anlaşılıyor ki alman bilgilerin kaynağında veya verilerin değerlendirilmesinde bir eksiklik var. Bu kadar kısa sürede bu kadar büyük sapma başka türlü nasıl açıklanabilir? Enflasyonun yüksek çıkmasında en büyük pay ulaştırma sektörünün oldu. Ulaştırmada bir yıllık fiyat artışı yüzde 12,36 olurken, bunun enflasyona etkisi yüzde 1,77 oldu. İkinci sırada yüzde 1,57 etki ile alkollü içecekler ve tütün olurken, bu ürün grubundaki bir yıllık fiyat artışı yüzde 31,59. Gıda fiyatlarındaki artışın yıllık enflasyona etkisi ise yüzde 1,34 oldu. Gıda fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 5,65 olarak gerçekleşti.
Yapılan açıklamalara, yorumlara bakılırsa enflasyonun tek bir sorumlusu var; o da gıda fiyatları. Her ay günah keçisi ilan edilen ve enflasyonun sorumlusu olarak gösterilen bir tarım veya gıda ürünü olur. Aralık ayı enflasyonunun sorumlusu yumurta ve patlıcan.”
Tarım ve gıdaya enflasyon freni
Dünya Gazetesi yazarı Ali Ekber Yıldırım, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır’ın, tarım ve gıdanın enflasyonun nedeni değil, frenleyicisi olduğu şeklindeki değerlendirmelerine de yazısında yer verdi:
“Örneğin tarım ve gıda enflasyonu yüzde 5,4 ile hem son 14 yılın 3’üncü en düşük oranı olmuş, hem de diğer kalemlerdeki fiyat artışlarının altında kalmıştır. Mesela sağlık, tıbbi ürünler ve ulaştırmada yüzde 12’lik, eğitimde yüzde 10’luk, alkol ve tütünde yüzde 32’lik, kiradaki yüzde 9,3’lük, sigortada yüzde 16,3’lük ve çeşitli mal ve hizmette ise yüzde 11,1’lik fiyat artışları yaşanmıştır.
Şimdi kalkıp hala tarım ve gıda yüzünden enflasyon hedefinden saptık demek; tarım ve gıda sektörünü hiç hak etmediği ve tamamen gerçek dışı bir şekilde günah keçisi olarak ilan etmektir. Eğer tarım ve gıdayı, enflasyon sepetinden tamamen çıkarıp yeniden hesaplama yaparsanız göreceksiniz ki, aslında enflasyon uzun bir süredir çift hanede seyretmektedir. Yani, bugün hala enflasyon tek haneli olarak açıklanıyorsa, bu tamamen tarım ve gıda sektöründe iştigal edenlerin, büyük baskı altında kalmalarına rağmen, genel enflasyonu frenleyici fedakarlıkları sayesindedir.”
Gıda Komitesi çalışmaları
Gıda fiyatlarının enflasyona etkisi üçüncü sırada olsa da, bu konuda önlem alınması gerektiğinin ortada olduğunu vurgulayan Yıldırım, yazısında Gıda Komitesi’ne de değindi. İşte Ali Ekber Yıldırım’ın değerlendirmeleri:
“Esasen, yıllardır yazıyoruz, gıdada temel sorunlardan birisi yüksek girdi fiyatları ile yapılan tarımsal üretimdir. Gıdanın hammaddesi olan işlenmemiş tarım ürünleri, üreticide ucuz, tüketicide çok pahalı. Yapılması gereken bu çarkın kırılmasıdır. Bizim söylememiz, yazmamız bir yana bu sorunu çözecek mercilerde olanlar söylüyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, ucuza canlı hayvan, et ithal ettiklerini, bunu Et ve Süt Kurumu’ndan satın alanların tüketiciye pahalıya sattığını, pahalıya satanların canına okuyacaklarını söylüyor.
Hükümet, gıda fiyatlarını kontrol etmek ve enflasyona etkisini düşürmek için 2014’te Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kurdu. Tam 3 yıl geçti. Bu komitenin yapısı geçen yıl değiştirildi. Bir iki toplantı dışında henüz atılmış somut bir adım, alınmış bir karar yok. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek başkanlığında yapılan son toplantıda gıda ürünlerinde istikrarlı arz ve fiyat oluşumunu desteklemek üzere kurulması öngörülen Erken Uyarı Sistemi konusu ele alındı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürü Abdullah Burak Keser bu konuda bir sunum yaptı. Sistemin kurulması çalışmaları Merkez Bankası ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı eş güdümünde yürütülecek. Öyle görünüyor ki kısa vadede komiteden olumlu bir sonuç çıkmayacak.
Zeybekci’nin çözümü, sorunun üstünü örtmek!
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, gıdanın enflasyon sepetindeki ağırlığının değiştirilmesinde ısrar ediyor. Zeybekçi’nin çözümü pratik (!) fakat sorunu çözmek yerine üstünün örtülmesini öngörüyor.
Tarım ve gıdada fiyat artışının önlenmesi için yapılması gerekenler belli. Fakat bunu yapacak irade yok.
Sorun belli. Çözüm de belli. Öncelikle üretimin planlanması gerekiyor. İkinci olarak üretim maliyetleri düşürülmeli. Üçüncüsü, üretici ile tüketici fiyatları arasındaki uçurum önlenmeli. Son olarak bilinçli tüketicinin devreye girerek fiyat üzerinde belirleyici rolü üstlenmesi gerekiyor. Bunun için üretimden başlayarak, yani yaygın adıyla tarladan sofraya olan zincirin tüm halkalarının izlenmesi ve denetlenmesi gerekiyor. Bu izleme ve denetleme sonucunda da gerekli yaptırımlar uygulanmalı. Bu yapılmazsa her ay enflasyon rakamları açıklandığında enflasyon-gıda ilişkisini konuşmayı sürdürürüz.
Denetim konusunda çok büyük eksiklikler var. Yaptırım ya hiç yok ya da etkisi çok sınırlı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yeterli denetim elemanı yok, buna rağmen gıda mühendisi, veteriner hekim istihdam etmemekte ısrar ediyor. Fiyat denetimi bir yana, taklit ve tağşiş yapanlara yönelik yaptırımlar yetersiz olduğu için gıda terörü devam ediyor.
Bakanlık, 2013 yılında gıda denetiminde “Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi” uygulayacağını ve gıdada taklit, tağşiş ve sahteciliğin önleneceğini ilan etti. Tam 4 yıl geçti, her 6 ayda bir bu uygulama erteleniyor. Bakanlığın açıklamasına göre uygulama 30.6.2017’de uygulanmak üzere bir kez daha ertelendi. Özetle, enflasyonun sorumlusu ilan edilen gıdada sorunlar var. Çözümü de var. Bu çözümü uygulayacak irade yok.”
(14)