Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Bakanlığının bir yönünün üniversitelere, diğer yönünün ise sanayicilere baktığını belirterek, “Üniversitelerimizin teorik bilgi üretimine olduğu gibi teorinin pratiğe dönüşmesine de katkı vermelerini arzu ediyoruz. Akademisyenlerimizin sanayicilerimizle daha fazla ortak projeler yürütmelerini istiyoruz” dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi 2016-2017 Akademik Yılı açılış töreni, kendisi de üniversitenin mezunu olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün katılımıyla yapıldı.
“Akademisyenler sanayi ile daha fazla proje yürütmeli”
Törendeki konuşmasında Bakanlığının bir yönünün üniversitelere, diğer yönünün ise sanayicilere baktığını dile getiren Özlü, “Ülkemizde son yıllarda hem daha fazla üniversite kuruluyor hem de üniversitelerin niteliği artıyor. Ülke olarak, üniversitelerimizin teorik bilgi üretimine olduğu gibi teorinin pratiğe dönüşmesine de katkı vermelerini arzu ediyoruz. Akademisyenlerimizin sanayicilerimizle daha fazla ortak projeler yürütmelerini istiyoruz” dedi.
Türkiye’de uzun yıllardır konuşulan üniversite sanayi işbirliğinin istenilen seviyede bir sinerji oluşturamadığına işaret eden Bakan Özlü, “Üniversitelerimizde kurulu olan teknoloji geliştirme bölgeleri ve teknoloji transfer ofisleri gibi yapıların etkinliğini artırmayı planlıyoruz. Üniversitelerde, gençlerimize, müfredat eğitiminin ötesinde, yenilikçilik kültürünü ve girişimcilik ruhunu da kazandırmayı hedefliyoruz. Eğer bütün bunları yapabilirsek, çok daha rekabetçi bir ekonomi inşa etmeyi de başarabiliriz.” diye konuştu.
“Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı yakında kanunlaşacak”
Türkiye’nin bilim ve teknoloji ekosistemini sürekli iyileştirdiklerini, bu imkanlardan akademisyen ve öğrencilerin azami derecede yararlanmalarının beklendiğini ifade eden Özlü, Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı’nın yakında kanunlaşacağını bildirdi. Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanı Faruk Özlü, şunları kaydetti:
“Bu tasarıda öğretim üyelerimizi ilgilendiren önemli düzenlemeler bulunuyor. Bundan sonra üniversitelerde gerçekleşen buluşların ve tasarımların hak sahipliğini üniversitelere bırakacağız. Ancak bunlar ticarileşirse, patentlerden elde edilen gelirlerin 3’te 1’ini buluşçuya, tasarımlardan elde edilen gelirin ise yarısını tasarımcıya vereceğiz. Yine TÜBİTAK’ı yeniden yapılandırarak, üniversitelere ve özel sektöre daha etkin destekler sağlayan bir kurum haline dönüştüreceğiz. Sizlerle birlikte her alanda çok daha güçlü ve başarılı üniversiteler inşa edeceğiz. Bu ülkenin üniversiteleriyle, iş dünyasıyla, gençleriyle birlikte, hepimizin hayalini kurduğu ülkeyi inşa edeceğiz.”
Türkiye’de ne kadar üniversite ve üniversite öğrencisi olduğuna yönelik istatistiğin önemli olduğunu, ancak kalite ve özgür düşüncenin daha mühim olduğunu vurgulayan Özlü, “Eğitimin sorunlarını siyasi, ideolojik bakış açılarından uzak bir zihinle tüm toplumun duygu ve düşüncelerini göz önüne alarak çözebiliriz. Üniversiteler, bilim ve teknoloji üreten en önemli kurumlar olmalıdır.” diye konuştu. Özlü, üniversitelerin ara eleman ihtiyacına cevap verme kurumu olmadığına dikkati çekti.
(3)