Başbakan Binali Yıldırım’dan bankalara uyarı geldi. Ekonominin görünümüyle bankaların görünümünün örtüşmediğini belirten Yıldırım, “Bankacıları uyarıyorum; reel sektörün sesine kulak verin. Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün” dedi.
AK Parti İstişare ve Değerlendirme Toplantısı için gittiği Afyonkarahisar’da Ticaret ve Sanayi Odası’nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, ekonomideki gelişmeleri de değerlendirdi.
Son dönemde kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasında farklı oranlar uyguladıkları için tepki çeken bankaların şikayet edildiği Yıldırım, Türk ekonomisinin, 2009’dan bu yana devam eden küresel krizin bütün yıkıcı etkilerine rağmen büyümeye devam ettiğini, dünyada, 27 çeyrek boyunca kesintisiz büyüyen Çin ve Hindistan’ın dışında başka bir ülke olmadığını belirtti.
“Reel sektöre kulak verin”
Büyüme olmadan kalkınma ve istihdamın yanı sıra yeni fabrika ve iş sahalarının da olamayacağına işaret eden Yıldırım, “Benim buradan finans çevrelerine söyleyeceğim bir şey var. Türkiye’de sanayide sıkıntı yok. Tecrübe birikimi haddinden fazla, insan kaynak kapasitesi haddinden fazla. Teknoloji derseniz, her türlü teknolojiye sahibiz. Ama finansman noktasında değerlendirme kuruluşlarının ve bankalarımızın dış partnerlerinden kaynaklı bir tereddüt var. Bu, haksız bir tereddüt. Aşırı ihtiyatlı hareket ediyorlar. Bu da bizim ekonomimize, büyümemize ve gelişmemize zarar veriyor” dedi.
Bankacılara reel sektörün sesine kulak vermeleri çağrısında bulunan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün. Yarın bir gün ekonomiye kaynak aktarmaya çalışacaksınız ama geç olacak. Duyduğunuz her haber üzerine, ‘Aman biraz daha teminatları artıralım. Biraz daha faizleri artıralım’. Bu, akıllı insan işi değil. Yok etmeyi değil, yaşatmayı hedef alın. Ya bunu kendiliğinizden yaparsınız ya da bunu size yaptırırız. Fırsat ekonomisine asla ve asla müsamaha edemeyiz.
Faktoring şirketleriyle sizin aranızda bir fark olması lazım. Siz ekonominin bir parçasısınız. Onun için bankalarımıza buradan bir kez daha çağrı yapıyorum. Lütfen daha uzun vadeli, daha kalıcı projelere destek verin. Dedikodularla hareket etmeyin. Yeniden yapılandırmalarda fırsatçılık yapmayın.
“Ekonomiyle ilgili sıkıntımız yok”
Ekonomilerle ilgili zerre kadar sıkıntımız yok. Bütün göstergelerimiz en güçlü ülkelerinkinden daha iyi. Hangi ülkeyi alırsanız alın, borç oranlarına bakın, milli gelirinin iki katından fazla borcu var. Adamların risk primleri bizimkinden düşük. Cari açığı, bütçe açığı, bütün göstergelerde, Avrupa Birliği’nin meşhur Maastricht Kriterleri diye bir şey kalmadı. Hepsi darmaduman oldu. Bizimki onların hepsinin de üzerinde. Sermaye yeterlilik oranları yüzde 15’in üzerinde. Yüzde 8’in altında birçok ülkede. Ama buna rağmen bakıyorsun faiz oranları, o maliyet, bu maliyet yüzde 15’lere, yüzde 16’lara kadar çıkıyor. Politika faizleriyle iki katı fark izah edilebilir bir şey değil. Bu bir spekülatif kazançtır. Bunun bilinmesi lazım. Sizin kazanmanız ülkenin geleceği için tek başına bir şey ifade etmez. Ülkenin kazanması için siz az kazanacaksınız, sanayiciye, iş adamına, tarıma, hayvancılığa, bütün alanlara kaynak aktaracaksınız.”
“Bir kez daha uyaracağız”
Türkiye’nin ekonomisinin görünümüyle bankaların görünümünün örtüşmediğini vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, şunları kaydetti:
“İş aleminin duruşuyla bankalarımızın duruşu uyuşmuyor. Bu da Türkiye’ye yakışmıyor. Bu arkadaşları toplayacağız, bir kez daha uyaracağız. Bizim de yapacağımız, elimizde araçlarımız var. Ama biz istiyoruz ki ekonomi kendi kurallarıyla çalışsın. Serbest ekonomi, tamam. Arz-talep dengelensin, işler kendi kendine yürüsün. Bu, birinci tercihimiz. Olursa böyle olur. Olmazsa bizim de kendimize göre araçlarımız var, tedbirlerimiz var. Ülkenin genel şartları olumsuza giderse, bankalar çok kazanırsa neye yarar? Ne yapacaklar? Onlar burada yaşamıyor mu? Turşusunu mu kuracak paranın?
“İş adamının, sanayicinin yanındayız”
Onun için her zaman yanınızdayız. Gerçek ekonomiden yanayız. Biz hükümet olarak tarafız; üretimde tarafız, istihdamda tarafız, ihracatta tarafız. Orada da yanımız; alın terini, akıl terini ortaya koyan siz iş adamlarımız, sanayicilerimiz. Yaptığınız her fabrika, açtığınız her iş yeri, yeni iş alanı demek, yeni istihdam demek. Yeni istihdam demek ülkenin, huzuru kardeşliği demektir, terörün azalması demektir.”
(4)