Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile Diş Hekimliği Fakültesi tarafından ortaklaşa yapılan bir araştırmada, kefir ile sütün diş sağlığına etkileri araştırıldı. Kefirin diş çürümelerini yüzde 77’ye varan oranda engellediğini ortaya koyan araştırmayı değerlendiren Doç. Dr. Cem Karagözlü, “Kefirin içerisindeki bakteriler ağız içerisindeki mikroorganizmaları baskılıyor ve çürümeyi engelliyor” dedi.
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyeleri kefirin diş çürümelerine etkisi üzerine bir araştırma yaptı. 6 ayda tamamlanan çalışma sonucunda kefirin diş sağlığına olumlu etkisi olduğu belirlendi.
Kefirin içerisindeki bakteriler, çürümeyi engelliyor
Çalışmayı yürüten Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi bölümünden öğretim üyesi Doç. Dr. Cem Karagözlü, “Bölümümüzde ürettiğimiz, mikroorganizma sayısı, içerisindeki protein, yağ, laktoz, mineral maddeler belli kefiri, etik kuruldan geçirdikten sonra tüketicilere verdik. Kontrol grubu olarak süt kullandık. Üç hafta boyunca düzenli olarak birinci grup süt içti, ikinci grup günde 150 mililitre, üçüncü grup ise bir sabah bir akşam toplam 300 mililitre kefir içti. Çalışmada kefirin diş çürümelerine etkisine baktık; sabah, akşam kefir içen grupta Streptococcus mutans bakterisi kaynaklı diş çürümelerine kefirin olumlu etkisinin yüzde 77 oranının üzerinde olduğunu gördük” bilgisini verdi.
Ağız içerisindeki mikroorganizmaları kefirin içerisindeki bakterilerin baskıladığını ve çürümeyi engellediğini vurgulayan Doç. Dr. Karagözlü, 6 ay süren çalışmanın 3 ayrı grupta 35’er kişi üzerinde iki defa denendiğini dile getirdi.
1 yaşından küçüklere önerilmiyor
Çocuklara 1 yaşından sonra kefir içirilmesi gerektiğini belirten Cem Karagözlü, “İçerisindeki mikroorganizmalar çalışırken süt şekerini, asidini parçalıyorlar. Burada süt asidi farklı formlara bölünüyor. Özellikle 1 yaşından küçükler için kefiri önermiyoruz. Aslında 6 aydır ama çocuğun gelişmesine bağlı olarak 1 yaşından sonra kefiri günde bir çay bardağı ile başlayarak tüketebilirler” diye konuştu.
“Kefir bağırsaklara ulaştığında faydası artıyor”
Kefirin geleneksel süt ürünü olduğunu ve sütten gelen bütün proteini, yağı ve karbonhidratı taşıdığını aktaran Doç. Dr. Karagözlü, şöyle konuştu:
“Yoğurttan farklı olarak hem bakteriler, hem de mayalar var. Bunlar içerisindeki sütün şekerini, proteinini, yağını parçalayıp; vücuda daha hazır ve faydalı hale getiriyor. Yağ asitleri aynı zamanda proteinleri parçalayarak amino asitlere, süt şekerini de bir takım özel organik asitlere dönüştürüyor, bunlarda vücut için sağlıklı.
Gerek sanayi tipi olsun, gerek evde yaptığınız tane kefirler olsun, herhangi bir yere bulaştırmadıktan sonra içerisinde probiyotik bakteriler var. Probiyotik bakterilerin özelliği, tükettikten sonra midede 1,5-2 pH’a kadar çok asitli ortama iniyor. Orada ince bağırsaklara geçene kadar dayanıklı kalıyor. Yoğurt bakterileri o kadar kalmıyor. Bağırsağa ulaştığında hem oradaki çalışmaları hem de vücut için faydaları artıyor.”
“Kefiri sağlık problemi olmadan önce kullanın”
İnsanlara kefiri sağlık problemi olmadan önce kullanmalarını öneren Doç. Dr. Cem Karagözlü, şunları söyledi:
“Böylece koruyucu bir gıda olmuş oluyor. Kefirin içerisinde sütten gelen kalsiyum var, özellikle kemik yapısı için çok önemli. Günde alacağınız kalsiyum miktarı bellidir; 3-4 porsiyon alırsınız. İşte sabah güzel bir peynir yemişseniz, öğlen yoğurtla bunu takviye ediyorsanız, öğün arası yapmak isterseniz bunun bir bardak kefirle tamamladığınızda akşam yemeğinizde bir bardak ayran içtiğinizde dört porsiyonu tamamlamış oluyorsunuz.
Güvenli bir yerden elde edilen kefir tanesi varsa, bunları kullanıp evde çoğaltabilirler. Onun dışında ticari olarak satılan kefirler de var, bunlar da güvenli. Daha ekşi geliyorsa meyvelileri var onları da tüketebilirler.”
DHA
(330)