Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s’un (S&P) darbe teşebbüsçüleriyle yan yana durduğunu belirterek, “Darbe teşebbüsünde bulunanlar hangi amacı güdüyorsa, S&P de Türkiye ekonomisine yönelik olarak o amaca hizmet ediyordur” dedi. Canikli, yaşanan hadisenin ekonomi üzerindeki kalıcı etkilerini ölçmek için zamana ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Nurettin Canikli, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
S&P’nin Türkiye için 3-4 gün içinde karar verdiğini ifade eden Canikli, “En az 1 ay belki 1,5 ay gibi bir zaman dilimi içinde, ancak bu kalkışmanın Türkiye ekonomisine, makro göstergelere kalıcı etkisinin boyutları ölçülebilirdi. Çünkü süreç halen devam ediyor, tamamlanmadı. Kalkışma ortadan kaldırıldı, ama kalıcı artçıları gelebilir ya da başka sıkıntıların halledilmesi gerekebilir.” diye konuştu.
Canikli, süreç tamamlanmadan alelacele böyle bir kararın verildiğinin altını çizerek, “Objektif, rasyonel değildir. Çünkü rasyonel bir mantıkla bu kadar kısa süre içinde ölçme imkânınız yok. Ölçeceksiniz ki kalıcı bir tahribat var mı, yok mu, bütçeden tutun, finansal piyasalarda her alanda ona göre karar vereceksiniz. Nasıl bir etki çıkacağını 3 gün içinde görmeniz mümkün değil.” ifadesini kullandı.
S&P’nin en azından Türkiye’ye yönelik kararlarında bağımsız ve tarafsız olmadığını bir kere daha gösterdiğine işaret eden Canikli, şunları kaydetti: “Hatta darbecilerin amaçlarıyla örtüşen bir amaca yönelik bir karar gibi de değerlendirilebilir. Açıkça söylemek gerekirse S&P, darbe teşebbüsçüleriyle yan yana durmuştur, şu anda aynı saftadır.
Başka türlü izah etmek mümkün değil, hiç kimse aksini söyleyemez. 3 gün içinde böyle bir karar alıyorsanız, bunun başka türlü yorumlanması mümkün değil. Darbe teşebbüsünde bulunanlar, hangi amacı güdüyorsa S&P de Türkiye ekonomisine yönelik olarak o amaca hizmet ediyordur.
Ama hiç kimse ciddiye almıyor, inanmıyor, itibar etmiyor. Türkiye de diğer uluslararası kuruluşlar da. S&P bu kararından sonra kendi kredibilitesini daha da düşürmüştür, kendi kredi seviyesi çöp seviyesindedir.”
(3)