Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, TEPAV işbirliği ile en hızlı büyüyen şirketlerin belirlendiği Türkiye 100 listesinde, sektörel bazda 24 şirket ile toptan ticaret ilk sırayı aldı. 8 şirket ile ikinci sırayı alan gıda ürünlerinin imalatı sektöründen Rella Gıda ve Oba Makarnacılık da listeye girdi.
Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen Şirketleri Türkiye 100 Yarışması sonuçları, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin katılımıyla düzenlenen törende açıklandı.
Türkiye 100 listesindeki şirketler, Türkiye’den 12 kat daha hızlı büyüdü. Listede sektörel ağırlığın ise toptan ticarette olduğu görüldü. Toptan ticaret, 24 şirket ile listede en çok yer alan sektör olurken, bu sektörü, 8’er şirket ile gıda ürünlerinin imalatı ile bilgisayar programlama, danışmanlık ve ilgili faaliyetleri, 6’şar şirket ile kauçuk ve plastik ürünleri ile fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektörleri izledi.
Gıda sektörü şirketleri
Türkiye 100 listesine girmeyi başaran gıda ürünleri imalatı yapan şirketlerin genel sıralamadaki yerleri ve 2012-2015 dönemindeki büyüme oranları şöyle:
4-Dönersan Döner Gıda Sanayi (Paşa Döner) – Yüzde 1592,5
13-Öğüt Organik Tarım Ürünleri – Yüzde 709,3
17-Tavuk Dünyası – Yüzde 531,8
28-Chef Seasons Gıda Sanayi – 420,7
36-Gündoğdu Gıda ve Süt Ürünleri – Yüzde 327,3
39-Bompi Gıda – Yüzde 308,4
62-Rella Gıda – Yüzde 223,3
92-Oba Makarnacılık – Yüzde 155,2
Birinci Antalya’dan çıktı
Satışlarını 3 yılda yüzde 4 bin 473 oranında artıran Antalya firması Ares Tersanecilik, Türkiye 100 listesinde ilk sırayı aldı. Bu firmayı Kocaeli’nden Best Modüler Mobilya ve Es Group Denizcilik, İstanbul’dan Dönersan Döner firmaları takip etti.
Listede İstanbul’dan 39, Kocaeli’nden 8, İzmir’den 7, Adana, Ankara ve Antalya’dan 5’er, Gaziantep’ten 4, Bursa ve Kayseri’den 3’er şirket yer aldı.
“Küresel bağlantılarını kuvvetlendirmek istiyoruz”
Türkiye 100 yarışmasının ödül töreninde konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Ülkemizin en hızlı büyüyen şirketlerinin başarılarına küresel ölçekte dikkat çekmek ve küresel bağlantılarını kuvvetlendirmek istiyoruz” dedi.
Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketinin 2012-2015 dönemindeki ortalama büyümesinin yüzde 438 olduğunu, Türkiye’deki milli gelir artışının 12 kat üzerinde bir performans gösterdiklerini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, listedeki şirketlerin tamamının yenilikçi firmalar olduklarını, herkesin bildiği işleri çok farklı bir anlayışla yaptıklarını kaydetti.
Anadolu’nun yükselişi
Listede 3 büyük şehir dışında 22 şehirden şirketler yer aldığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, Anadolu’nun yükselişinin açık bir şekilde görüldüğünü, Başbakan Binali Yıldırım’ın lansmanını yaptığı Cazibe Merkezleri Programı’ndaki Tunceli’den de bir şirketin listede yer aldığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki 23 ilde verilecek destek ve teşviklerden sonra gelecek yıl Türkiye 100 sıralamasına bu illerden çok daha fazla şirket gireceğine inandığını kaydetti.
Hisarcıklıoğlu, 100 şirketin 73’ünün 2017’de yeni yatırım yapmayı planladıklarını da ifade etti.
Girişimcilere Michael Jordan’lı örnek
Yarışma ile girişimci rol modelleri sayısının artmasını amaçladıklarına işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Her şirket yeni girişimcilere örnek olsun istiyoruz. Listedeki şirketler bunu zaten yapıyorlar. Listedeki 100 şirketten 40’ı, çalışanlarının kendi işlerini kurmalarına destek vermiş. Bu şekilde kurulan ve halen faaliyette olan 192 şirket var. Yani bu şirketler hali hazırda girişimci yetiştiren birer okul” diye konuştu.
Girişimcilerin, başarının yanı sıra başarısızlık hikayelerini de öğrenmeleri gerektiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, “Başarı aslında önceki başarısızlıkların ödülüdür. Gelmiş geçmiş en iyi basketbolcular arasında gösterilen Michael Jordan; ‘Kariyerimde 9 bin atış kaçırdım. Neredeyse 300 maçı kaybettim. 26 sefer maç sayısı alamadım ve takımım maçı benim yüzümden verdi. Başarısızlıklarım olmasaydı, başardıklarımı hayal bile edemezdim’ diyor. ‘Başarısız olacağım’ diye vazgeçen zengin olamaz” ifadesini kullandı.
Listeye giren şirket yöneticilerine şirketlerinin büyümesini doğru yönetmeleri tavsiyesinde bulunan Hisarcıklıoğlu, insanların en büyük hatalarını kendilerine en çok güvendikleri zamanlarda yaptıklarına işaret etti. Şirketlerin başarısında yöneticiler kadar diğer ekip elemanlarının da payının olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Doğru insanları tutmak ve şirketinize çekmek için elinizden geleni yapın. Enerjinizi dağıtmayın. Aynı anda birçok işi yapmaya çalışmayın. Sizi rakiplerinizden ayıran neyse onun üzerine gidin.” dedi.
“Bankacılık sektörü reel sektöre kaynak sağlamalı”
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ise konuşmasında, üretim yapmanın zor ve zahmetli bir süreç olduğunu söyledi.
Gelişmiş ülkelerdeki büyük bankaların aktif kaliteleri ile ilgili sıkıntılar bulunduğunu anlatan Canikli, Türk bankalarının aktiflerine dair ise bir sıkıntı olmadığını kaydetti. Yaşanan dalgalanmalara rağmen Türk bankacılık sisteminde sıkıntı yaşanmamasının tesadüfi olarak değerlendirilemeyeceğinin altını çizen Canikli, “2008 krizinden sonra Amerikan Merkez Bankası (Fed), ABD bankalarına trilyonlarca dolar kaynak aktardı, para pompaladı. Aynı şey Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından Avrupa bankalarına yapılıyor. Türkiye’de bu kadar dalgalanmaya karşın kamudan bir kuruş kaynak aktarma ihtiyacı ortaya çıkmadı.” ifadelerini kullandı.
Reel sektörün yoluna devam edebilmesi için bankacılık sektörünün reel sektöre kesintisiz ve makul fiyatlarla kaynak sağlamasının son derece önemli olduğunu belirten Canikli, “Küresel piyasalarda iyi bir oyuncu olabilmek için bizim firmalarımızın da diğer ülkelerin küresel oyuncularına sağlanan imkanlara sahip olması gerekir. Bunun başında da finansal destek gerekiyor.” diye konuştu.
“Bankanın ‘Hayır’ diyebileceği bütün alanları kapatıyoruz”
Söz konusu krediye erişimin kolay olması için uygulamayı Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaletiyle yaptıklarına dikkati çeken Canikli, şunları kaydetti:
“Finansman olabildiği kadar ucuz olacak. Herkese ulaşabilecek. Hatta bankalara şunu söyledik: ‘En ufak bir hayat emaresi olan bir firma varsa kesinlikle ona bu desteği vereceksiniz ve ayağa kalkacak.’ Uygulama başlamadı, talep topluyoruz. En geç önümüzdeki hafta hayata geçirmiş olacağız. Uygulama başladıktan sonra bankalar bu taleplerin hepsini yerine getirecek. Burada inisiyatif bankada değil, bizde. Banka açısından herhangi bir risk oluşturmuyor çünkü kefaleti veren Hazine. Burada, bankanın ‘hayır’ diyebileceği bütün alanları kapatıyoruz. Kesinlikle hiçbir firmamızın söylediğimiz sıkıntılar nedeniyle piyasadan çekilmesine müsaade etmeyeceğiz.”
(182)