Küresel ekonomik büyümedeki düşüşe bağlı olarak istihdama ilişkin öngörüler de kötüleşiyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Raporu’na göre, 2017 yılında küresel işsizlikte 3,4 milyon artış bekleniyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Dünyada İstihdam ve Toplumsal Durum – Eğilimler 2017 (World Employment Social Outlook – WESO) Raporu yayınlandı.
Dünyada istihdamın sosyal açıdan değerlendirildiği rapora göre, ekonomik büyüme sonuçları düş kırıklığı yaratmaya devam ederken, insana yakışır iş açıkları da hala büyük boyutta ve yaygın olarak devam ediyor.
Buna göre, küresel işsizlik oranının 2017 yılında küçük bir artışla yüzde 5,7’den yüzde 5,8’e çıkması bekleniyor. Bu da işsiz insan sayısında 3,4 milyonu bulan bir artış anlamına geliyor.
ILO’nun raporuna göre 2017 yılında işsiz sayısı, küresel ölçekte 201 milyonun biraz üzerinde olacak. Ayrıca işgücündeki artış, yaratılan iş sayısının önünde gittiğinden 2018 yılında buna 2,7 milyon işsizin daha ekleneceği öngörülüyor.
Tablo 1. İşsizlik, güvencesiz istihdam ve çalışan yoksulluğu eğilim ve tahminleri, 2016–2018
* Çalışan yoksulluğu oranı, istihdam kapsamında olup aşırı ya da orta düzey yoksulluk içinde olanların toplam içindeki payı şeklinde tanımlanmaktadır. Bu kesim, kişi başına gelir ya da tüketimi günlük 3,10 doların altında olanlardan oluşuyor.
* Çalışan yoksulluğuyla ilgili olarak verilen dünya toplamları gelişmiş ülkeleri kapsamamaktadır.
Kaynak: ILO Ekonometrik Model Trendleri, Kasım 2016.
“Ekonomik büyüme yetersiz”
Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ILO Genel Direktörü Guy Ryder, şunları kaydetti:
“Bir yanda küresel ekonomik ve sosyal krizin yol açtığı tahribatı giderme, diğer yanda da her yıl işgücü piyasasına yeni katılan on milyonlarca insan için kaliteli işler sağlama gibi ikili bir görevle karşı karşıyayız.
Ekonomik büyüme, gerek düzey gerek kapsama açısından yetersiz kalmaya ve düş kırıklığı yaratmaya devam etmektedir. Bu da küresel ekonomi ve bu ekonominin kaliteli işler bir yana yeterince iş yaratma kapasitesi konusunda kaygı verici bir tablo ortaya koymaktadır.
Güvencesiz istihdam biçimlerinin sürekli üst düzeylerde kalması ve bunun iş kalitesinde gelişme sağlanamayışı gibi net bir durumla eşleşmesi (toplam rakamlarda iyileşme görülen ülkelerde bile) alarm verici bir durumdur. Büyümenin sağladığı kazanımların kapsayıcı biçimde paylaşılmasını sağlamamız gerekiyor.”
Güvencesiz istihdam yüksek oranda
Rapor, ücretsiz aile işçileri ve kendi hesabına çalışanlar gibi güvencesiz istihdam biçimlerinin, toplam istihdam içindeki payının 2017’de yüzde 42’nin üzerinde kalacağını ve bunun da tüm dünyada 1,4 milyar insana karşılık geleceğini gösteriyor. Güney Asya ile Sahra Güneyi Afrika durumdan en fazla etkilenecek bölgeler olmak üzere, güvencesiz istihdam kapsamındaki çalışan sayısının her yıl 11 milyon artacağı tahmin ediliyor.
ILO kıdemli iktisatçısı ve rapor yazım kurulu başkanı Steven Tobin, “Aslında, yükselen ülkelerde her iki çalışandan neredeyse biri güvencesiz istihdam biçimlerinde çalışmaktadır ve bu oran gelişmekte olan ülkeler söz konusu olduğunda her beş çalışandan dördü düzeyine yükselmektedir” değerlendirmesini yaptı.
Bölgesel eğilimlerdeki çelişkiler
İstihdamla ilgili sorunların, son dönemdeki durgunluğun etkilerinin 2017’ye de sarkacağı Latin Amerika ve Karayip Bölgesi ile halen 20 yıllık bir dönemin düşük büyüme hızında seyreden Sahra Güneyi Afrika’da özellikle keskin durumda olduğu uyarısında bulunan ILO Raporu’nu hazırlayan ekibe göre, bu bölgelerin hepsi çalışma çağına giren insan sayısında önemli bir artışla karşı karşıya.
Buna karşılık, 2017 yılında işsizliğin gelişmiş ülkelerde azalması, işsizlik oranının yüzde 6,3’ten yüzde 6,2’ye inmesi bekleniyor. Ancak bu alanda da ilerleme hızı yavaşlıyor ve yapısal işsizlik işaretleri görülüyor. Gerek Avrupa’da gerekse Kuzey Amerika’da uzun süreli işsizlik, kriz öncesi düzeylere göre yükseklerde seyrediyor ve Avrupa’da gerilemekte olan genel işsizlik oranlarına rağmen artmaya devam ediyor.
İnsana yakışır iş açıkları, göç isteğini tetikliyor
Raporda vurgulanan bir başka ana eğilim de çalışan yoksulluğunda gerilemenin yavaşlaması… Bu durum; Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan yoksulluğa son verilmesi hedefine ulaşma umutlarını da tehlikeye düşürüyor. Günde 3,10 dolardan daha az kazanan çalışanların sayısının, gelişmekte olan ülkelerde önümüzdeki iki yıl içinde 5 milyonu aşkın artış göstermesi bekleniyor.
Raporda, aynı zamanda, küresel belirsizlik ortamının ve insana yakışır işler bulunamayışının, diğer etkenlerin yanı sıra dünyanın birçok bölgesinde toplumsal huzursuzlukları ve göçü tetikleyen olgular olduğu uyarısına da yer veriliyor. 2009-2016 yılları arasında, çalışabilir yaşlarda olup başka bir ülkeye gitmeye istekli nüfus payı Güney Asya, Güneydoğu Asya ve Pasifik dışında dünyanın hemen hemen her bölgesinde artarken, bu artışın en fazla olduğu bölgeler Latin Amerika, Karayipler ve Arap Devletleri…
Uluslararası işbirliği çağrısı
Politika tavsiyelerine de yer verilen ILO Raporunu hazırlayanlar, mali uyarıcı sağlamaya ve her ülkenin kendi durumunu gözetecek şekilde kamu yatırımlarını artırmaya yönelik eşgüdümlü bir çabanın küresel ekonomide kısa sürede bir silkiniş sağlayacağını ve 2018 yılında küresel işsizliği baştaki tahminlere göre yaklaşık 2 milyon azaltacağını öngörüyor. Ancak, bu yöndeki çabaların uluslararası işbirliğiyle birlikte gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Raporu yazan ekibin başındaki isim Steven Tobin, “Ekonomik büyümenin eşitlikçi ve kapsayıcı biçimde canlandırılması, bir yandan ülkelerin özel durumlarını dikkate alırken diğer yandan örneğin gelir eşitsizliği gibi uzun süreli durgunluğun temel nedenlerini ele alan çok yönlü bir politika yaklaşımını gerektirmektedir” ifadelerini kullandı.
(2)