Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yüzde 5 olarak hedeflenen 2016 enflasyonunun yüzde 8,53 çıkması nedeniyle hükümete “Açık Mektup” gönderdi. Mektupta, gıda fiyatlarının tüketici enflasyonunu sınırlayıcı etkisine dikkat çekildi.
Hükümet adına Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’e gönderilen mektupta 9 Aralık 2015 tarihinde yayımlanan “2016 Yılında Para ve Kur Politikası” başlıklı temel politika metninde belirtildiği gibi 2016 yılı için enflasyon hedefinin hükümetle beraber yüzde 5 olarak belirlendiği anımsatıldı.
Temel politika metninde, yıl sonunda enflasyonun hedeften belirgin olarak (her iki yönde de 2 puandan daha fazla) sapması halinde hükümete bir “Açık Mektup” yazılacağının ifade edildiği mektupta, 2016 yıl sonunda enflasyonun yüzde 8,53 düzeyinde gerçekleştiği ve hedefin belirgin olarak üzerinde kaldığı belirtildi.
Enflasyon hedefi neden saptı?
Enflasyonun hedeften sapmasının nedenleri ile hedefe ulaşmak için alınan ve alınması gereken önlemlerin açıklandığı mektupta, şu ifadelere yer verildi.
“2016 yılının ilk Enflasyon Raporu’nda (ER 2016/I) yıl sonu için öngörülen enflasyon tahmininin orta noktası yüzde 7,5 olarak belirtilmişti. Ancak, yıl içinde söz konusu tahmine ilişkin varsayımlarda gözlenen sapmalar ve enflasyon dinamiklerini etkileyen gelişmeler sonucunda yıl sonunda enflasyon daha yüksek bir oranda gerçekleşmiştir.
Vergi ayarlamaları, ücret artışları, TL’de değer kaybı
2016 yılında enflasyonun hedefin üzerinde gerçekleşmesinde etkili olan temel unsurların başında vergi ayarlamaları, ücret artışları ve Türk lirasında gözlenen değer kaybı gelmektedir. Yılbaşında asgari ücrete yapılan yüksek oranlı artışın genel ücret seviyesini artırması, hem maliyet hem de gelir kanalıyla, tüketici fiyatları üzerinde etkili olurken; yıl içinde tütün ve alkollü içecekler ile akaryakıt ve otomobilde yapılan ÖTV ayarlamaları da enflasyonu olumsuz etkilemiştir. Yılın son çeyreğinde Türk lirasındaki değer kaybı ve döviz kurunda gözlenen yüksek oynaklık ise, enflasyon üzerinde maliyet yönlü doğrudan etkilerinin yanında, beklenti ve genel fiyatlama davranışları kanalıyla da etkili olmuştur.
Küresel para politikalarına dair belirsizliklerin arttığı 2013 yılının ortalarından itibaren gelişmekte olan ülke para birimlerinde belirgin değer kayıpları yaşanmıştır. 2016 yılında da bu görünümün sürmesine ek olarak jeopolitik gelişmelerin de etkisiyle Türk lirası döviz kuru sepeti karşısında yaklaşık yüzde 11 değer kaybetmiştir. Değer kaybının büyük bir kısmının yılın son çeyreğinde gerçekleşmesi nedeniyle yıl genelinde birikimli döviz kuru etkilerinin azaldığı görülmüştür. Nitekim temel mal grubu yıllık enflasyonu Kasım ayına kadar belirgin olarak gerilemiş, ancak yılın son çeyreğindeki değer kaybının yansımalarıyla Aralık ayında tekrar yükseliş kaydetmiştir.
2016 yılı başında, 2004 yılından bu yana en düşük seviyesine gerileyen uluslararası petrol fiyatları, yıl genelinde yükseliş eğilimi sergileyerek Aralık ayı itibarıyla yıllık yüzde 40’ın üzerinde artış göstermiştir. Buna ek olarak Türk lirasındaki değer kaybı ve akaryakıt ürünlerindeki ÖTV artışı ile enerji grubunda yıllık enflasyon bir önceki yıla kıyasla belirgin olarak yükselmiştir. Elektrik fiyatlarında yıl başında kaydedilen artışa karşın, doğalgaz fiyatlarındaki indirim ile enerji grubundaki yönetilen fiyatların toplam katkısı ise sınırlı olmuştur.
Alkollü içecekler ve tütün ürünleri
Enflasyona katkısı yıl genelinde en çok yükselen alt grup alkollü içecekler ve tütün ürünleri olmuştur. Bu grupta Ocak ve Aralık aylarında yapılan ÖTV ayarlamalarına ek olarak, Temmuz ayında tütün ürünlerinde firmalar da fiyat artışına gitmiştir. Böylece alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunun yıllık enflasyona katkısı 1,6 puana ulaşmıştır.
Yıl genelinde hizmet enflasyonu da yüksek seyretmiştir. İktisadi faaliyetteki yavaşlama, turizm sektöründeki gelişmeler ve gıda enflasyonundaki ılımlı seyrin sınırlayıcı etkisine karşın, reel birim ücretlerdeki belirgin artış, Türk lirasındaki değer kaybı ve enflasyon beklentilerindeki yukarı yönlü seyir hizmet enflasyonunun yüksek seyrindeki temel etkenler olmuştur.
“Gıda fiyatları enflasyonu sınırladı”
Diğer yandan gıda fiyatları, geçmiş yılların aksine, 2016 yılında tüketici enflasyonunu sınırlamıştır. Tarım ürünlerindeki olumlu arz koşullarına ek olarak Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme Komitesi’nin aldığı tedbirlerin etkisi, turizm sektöründeki yavaşlama ve Rusya’nın uyguladığı ambargoya bağlı arz fazlası neticesinde yıllık gıda enflasyonu tarihsel ortalamaların belirgin olarak altında kalmıştır.
Sonuç olarak, yurt içi talep koşullarındaki yavaşlama ve gıda fiyatlarındaki olumlu seyre rağmen enflasyonun hedefin üzerinde gerçekleşmesinde döviz kuru ve ithalat fiyatlarındaki gelişmeler ile asgari ücret ve vergi ayarlamaları belirleyici olmuştur. Türk lirasında son aylarda gözlenen değer kaybının gecikmeli etkileri, petrol fiyatlarının seyri ve orta vadeli enflasyon beklentilerindeki yükseliş enflasyon görünümünü olumsuz etkilemektedir. Buna karşılık, iktisadi faaliyetteki ılımlı seyir ve 2017 yılında ücret, vergi ve yönetilen fiyatlarda yukarı yönlü ayarlamaların olmayacağı öngörüsü enflasyona düşüş yönünde katkı yapacak unsurlar olarak değerlendirilmektedir.”
“Fiyat istikrarı temel amaç”
Hedefe ulaşmak için alınan önlemlere de yer verilen Açık Mektup’ta, TCMB’nin fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği, önümüzdeki dönemde para politikası kararlarının enflasyon görünümüne bağlı olacağı ifade edildi.
Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmelerin yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırmanın yapılabileceği kaydedilen mektupta, ayrıca, döviz piyasasında iktisadi temellerle uyumlu olmayan sağlıksız fiyat oluşumlarının gözlenmesi halinde likidite araçlarıyla gerekli tedbirlerin alınacağının altı çizildi.
Mektupta, “Para ve maliye politikaları arasındaki eş güdümün güçlendirilmesinin de enflasyonla mücadeleye önemli katkıda bulunacağı değerlendirilmektedir.” ifadesine yer verildi.
(5)