Tarımda maliyetleri artıran girdilerden gübrede yüzde 23 indirim sağlandığını hatırlatan Başbakan Binali Yıldırım, “Mazotta da şimdi bir karar verdik. Çiftçinin kullandığı mazotunun yarısı kendisinden, yarısı bizden olacak” dedi.
İzmir’de düzenlenen Milli Tarım Projesi Lansmanı ve Girişimci Kadın Çiftçiler Ödül Töreni’nde konuşan Başbakan Binali Yıldırım, çiftçiye mazot müjdesi verdi.
Yıldırım’ın verdiği mesajlar şöyle:
“Tarımda havza bazlı üretime destek verilecek. Şimdiye kadar destekler veriliyordu ama şimdiki destekler daha bilinçli hale geliyor. Türkiye’deki bütün ilçeler, iller tarım yapılan her yer tek tek masaya yatırıldı. Böylece 941 tane havza ortaya çıktı. Bu 941 havzada hangi ürünler yetişir, hangi ürün daha çok su ister, hangisi daha az su ister, bunları belirleyince iş kolaylaşıyor. 50 tane ürün var ama bizim için önemli, sonuç alacak, stratejik ürün olarak 19 tane ürün belirledi Tarım Bakanlığı. Bu ürünler hangi havzalarda daha iyi yetişiyor, daha az maliyetle yetişiyor bunları dağıttı, onlara göre havza destekleri meydana geldi.
Çiftçinin mazotuna devlet katkısı
Gübre tarımda maliyeti en fazla arttıran bir unsur. İkinci ne, mazot. Gübreyle ilgili söyledim, yüzde 23 indirim sağlandı. Mazotta da şimdi bir karar verdik. Çiftçinin kullandığı mazotunun yarısı kendinden yarısı bizden. Bol bol ekin, Allah bin bereket versin. Hayırlı uğurlu olsun.
Ovalar SİT alanı ilan edilecek
184 ovamız SİT ilan edilecek. Arazi toplulaştırması bir bakanlıkta, sulama başka bakanlıkta. Dolayısıyla burada istediğimiz gibi ilerleyemiyoruz. Araziler bölünüyor. 10 parçaya, 20 parçaya bölündü kimseye faydası yok. 7 milyon hektar araziyi 2023’e kadar toplulaştıracağız. Bu sefer ne olacak, ektiğiniz, biçtiğiniz alan bize karşılığını verecek. Emeğimizin karşılığını alabileceğiz. Toplulaştırma ve sulama işini tek bakanlıkta toplayacağız. O bakanlığın adı da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı.
“Eti ucuzlatmak için sürekli ithalat yapmak akıllıca değil”
Damızlık amacıyla ithalat yapacağız. Bu kadar zengin toprakları olan, bu kadar imkanı olan bir ülkenin, ‘Eti ucuzlatacağım, et ihtiyacını karşılayacağım’ diye sürekli ithalat yapması akıllı bir iş değil. Onun için 25 ilimizde mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri oluşturuyoruz. Bu illerimiz toplam mera varlığımızın yüzde 52’sini, büyükbaş hayvan varlığımızın yüzde 32’sini oluşturuyor. Bu meralar, teröristlerin dolandığı yerler, onlar gidecek mal, davar yayılacak. Meralarda hayvancılık yapmak isteyenlere ıslah yapma şartıyla cüzi paralarla kiraya vereceğiz.
Destekleme başvuruları basitleştiriliyor. Çiftçiler, bir yıl içerisinde bir kez başvuru yapacak. Çiftçiye ve hayvancılığa 13 milyar liradan fazla destek veriyor. Destek yok deniyor. Destekler 12 aya ayrılmış, hiçbir işe yaramıyor. Artık bu destekleri yılda iki defa vereceğiz. İlk destek ekim zamanı Nisan – Mayıs gibi, ikinci destek Eylül-Ekim’de hasat zamanı olacak.”
(5)