Batı ülkelerinde gıda perakendeciliği alanında yükselen trendlerden birisi de, raf ömrü veya son kullanma tarihi geçmiş gıda ürünlerinin satıldığı marketler. Raf ömrü geçmiş ürünlerin yeniden satışa sunulmasını değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Karataş, gerekli tetkiklerin titizlikle yapılması halinde böyle bir sistemin çok yararlı olabileceğini söyledi.
Son yıllarda Kanada, Fransa ve Danimarka gibi ülkelerde açılan ve raf ömrü veya son kullanma tarihi geçmiş gıda ürünlerinin satıldığı marketler büyük ilgi görüyor.
Uygulama Danimarka’da o kadar ilgi gördü ki, Başkent Kopenhag’da ikinci bir market daha açıldı. Bu marketlerde satışa sunulan raf ömrü geçmiş gıda maddeleri, sağlık açısından tehlike oluşturmadığı bilimsel olarak tespit edildikten sonra farklı renkte etiketlerle satışa sunuluyor. Normal fiyatından çok daha ucuza satılan bu ürünler, Avrupa’da büyük ilgi görüyor.
Gıda Outletleri!
Raf ömrü geçmiş ancak güvenilir olduğu konusunda yetkili kurumlar tarafından tüketimine onay verilmiş gıda ürünleri ucuz fiyatla tüketiciye sunulabileceğini ifade eden İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şükrü Karataş, şunları söyledi:
“Tüketici özellikle gıda ürünlerinde son derece hassas. Ürün tercihini değiştirebileceği birçok kritere sahip. Gıda ürününde görülebilecek ekşime, doku değişikliği, nem kaybı, nem artması, bayatlama, aroma kaybı, ışıktan kaynaklanan değişiklikler, enzimik kararma, kimyasal kararama ve mikrobiyal bozulma gibi değişikliklere karşı çok hızlı tepki veriyor ve tercihini hemen değiştiriyor. Dolayısıyla o ürün de satıcı tarafından raflardan indiriliyor. Çoğunlukla da çöpe gidiyor.
Oysa ürünün son satış gününde veya depolardan geri çekilme gününden sonra, gerekli güvenilirlik analizleri yapılarak, sağlıklı olanları, belirli bir süre daha tüketiciler tarafından tüketilebilir. Bu süre içinde kullanma veya kullanmama kararının tüketiciye bırakılması için, ‘en iyi kullanma tarihi’ (best if used by) veya ‘kullanma tarihi’ (use by date) gibi tarihler de verilebilir. Bu tarz marketleri bir çeşit ‘gıda outlet’i’ şeklinde de değerlendirebiliriz.”
“Bozulma yoksa ikinci bir raf ömrü belirlenebilir”
Bir gıdanın raf ömrü belirlenirken mikrobiyolojik, kimyasal, fiziksel, tat, renk, görsel gibi birçok testler yapılarak, bunların en hassas olanına göre karar verildiğinin altını çizen Prof. Dr. Şükrü Karataş, “Besin değeri açısından bir ürünün besin değeri genel olarak yüzde 50’nin altına düştüğünde diğer koşullar normal de olsa o ürünün raf ömrü bitmiş olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle raf ömrü bitmiş ürünler güvenilirlik açısından yetkili kurumlar tarafından yeniden analizi yapılarak, bir bozulma yoksa bu ürünlere ikinci bir raf ömrü belirlenir ve daha çok ucuz fiyatlarla halka sunulabilir ve yeniden tüketilebilir” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre her yıl 1,3 milyar ton gıda maddesinin çöpe atıldığını, Kanada’da her yıl 31 milyar dolarlık gıdanın çöpe gittiğini bildiren Prof. Dr. Karataş, “Çok değil, bu çöpe giden gıda maddelerinin dörtte birini kurtarsak, dünyada açlık diye bir sorun kalmaz. Yetersiz beslenme ve kronik açlıkla mücadele yollarının tartışıldığı, 805 milyon insanın kronik açlık sınırında yaşadığı bugünlerde uygulanacak böyle bir sistem, dünya genelinde açlıkla mücadele konusunda insanlığa katkı sağlayabilir” ifadelerini kullandı.
(18)