Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Ramazan ayı boyunca üretici ve markette ürün fiyatlarındaki değişimleri açıkladı. Ramazan döneminde, markette 4 üründe fiyat değişimi olmazken, 18 üründe azalma, 14 üründe ise fiyat artışı meydana geldi, en yüksek fiyat artışı yaşanan ürün %60,86 ile domates oldu. Üretici ve market fiyatları arasındaki fark en fazla yüzde 374,80 ile salatalıkta görüldü.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazan ayındaki fiyat gelişmelerini, düzenlediği basın toplantısında açıkladı.
Bu yıl büyük bölümü Haziran ayına denk gelen Ramazan ayı boyunca ürün fiyatlarını incelemeye devam ettiklerini vurgulayan Bayraktar, 27 Mayıs-29 Haziran döneminde market fiyatlarında 4 üründe fiyat değişimi olmazken, 18 üründe azalma, 14 üründe ise fiyat artışı meydana geldiğine dikkati çekti. Bayraktar, şu bilgileri verdi:
Markette süt fiyatı değişmedi
“Havuç, kuru soğan, süt ve toz şeker fiyatında değişim görülmedi.
Markette en fazla fiyat düşüşü yüzde 30,23 ile kirazda gerçekleşirken, en fazla fiyat artışı ise yüzde 60,86 ile domateste görüldü.
Üretici fiyatlarında ise 27 Mayıs-29 Haziran döneminde, 10 üründe fiyat değişimi olmadı; 10 üründe azalma, 12 üründe fiyat artışı tespit ettik. Maydanoz, patates, kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, Antep fıstığı ve zeytinyağı fiyatları değişmeyen ürünler oldu.
Üreticide fiyatı en fazla düşen ürün olan yeşil soğanda düşüş oranı yüzde 34,55’i buldu. En fazla fiyat artışı ise yüzde 82,50 ile kuru soğanda meydana geldi.
Rusya ambargosunun yanı sıra komşu ülkelerde yaşanan karışıklıklarla birlikte kuru soğan fiyatları dibe vurdu. Domates ve sivri biberde, özellikle Akdeniz Bölgesi’ndeki seralarda hasadın sonuna gelinmesi ve tarla ürünlerinin tam olarak piyasaya çıkmaması fiyatları artırmıştır.
Limonda görülen artış mevsimsel olup, arzdaki daralmaya bağlı olarak fiyatlar da arttı. Kuru üzümde ise artan taleple birlikte fiyatlarda artış görüldü.
Patateste üretici fiyatında bir değişiklik görülmemekle birlikte, üreticilerimizin sıkıntıları devam etmektedir. Hali hazırda Afyonkarahisar ve Bursa’da patates hasadı yeni yeni başlamıştır. Çukurova Bölgesi’nde, Ödemiş’te hasadın bitmesine, diğer yerlerde yeni yeni başlamasına rağmen patates fiyatları artmamış 25 kuruşta kalmıştır.
Patates üretimi 4.7 milyon ton olacak
Bu yıl birinci tahmin verilerine göre 4 milyon 700 bin ton patates üretimi beklenmektedir. İlerleyen zamanda hava koşullarının nasıl seyredeceğini ve rekolteyi nasıl etkileyeceğini şimdiden kestirmek mümkün olmamakla birlikte şu anki fiyatlar üreticilerimizi tedirgin etmektedir. Depoya konacak ürünün henüz hasat edilmeye başlanmadığı dikkate alındığında üreticilerimizin patateste pazarlama sorunlarının yaşanmaması için gerekli tedbirler bugünden alınmalıdır.”
“Kesimlik hayvan sıkıntısı yaşanmayacağını söylemiştik”
“Ramazan boyunca kesimlik hayvan sıkıntısı yaşanmayacağını söylemiştik, dediğimiz gibi de oldu ve kesimlik hayvan sıkıntısı görülmedi. Et üretiminde de bir sorun olmadı” diyen TZOB Başkanı Bayraktar, kırmızı et ve süt konusunda şu bilgileri verdi:
“Geçen yıl toplam kırmızı et üretimimiz, yüzde 14 artışla 1 milyon 8 bin 272 tondan 1 milyon 149 bin 262 tona çıkmıştı. Bu yıl da kırmızı et üretimindeki artış devam ediyor. 2016 yılının ilk çeyreğinde, kırmızı et üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 13 artışla 237 bin 777 tona yükseldi.
Son 5 yıldır üretimde sürekli bir artış görülüyor. Üretim desteklenirse, et ve süt piyasasında istikrar sağlanırsa, et ithalatı söylemleriyle üreticilerimiz tedirgin edilmezse kırmızı ette bir sorunumuz olmaz. Bunu hep söyledik. Söylemeye de devam edeceğiz.
Ramazan ayı öncesine göre, üretici ve marketlerde et fiyatları az da olsa artış göstermiştir. Fakat bu durum üretici fiyatlarında, Ramazan ayının ilk yarısında görülmüş, ikinci yarıda fiyatlar gerilemiştir. Nitekim, üreticide hem dana eti hem de kuzu eti fiyatlarında Ramazan ortasına göre az da olsa bir düşüş oldu.
Kuzu eti fiyatları markette Ramazan ortasında, Ramazan öncesine göre bir miktar düşmüş sonra yeniden yükselmiştir.
Özellikle son bir yılda meydana gelen üretici fiyatlarındaki artışın ana sebebi başta besiye alınan hayvan ve yem fiyatları olmak üzere maliyetlerde meydana gelen yükselmedir. Buradan bir kez daha bir gerçeğin altını çizmek isterim, şayet, vatandaşlarımızın makul fiyatla et yemesi isteniyorsa, üreticilerimizin girdi maliyetleri düşürülmeli, destekler artırılmalıdır.
Üreticide çiğ süt fiyatları Ramazan ayı öncesine göre 3 kuruş artarak 1 lira 3 kuruştan 1 lira 6 kuruşa çıkmıştır. Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt tavsiye fiyatı Temmuz 2014 tarihinden bu yana 1 lira 15 kuruştur. Et ve Süt Kurumu’nun piyasaya müdahalesi fiyatın daha da düşmesine engel olmuştur. Üretimin sürdürülebilir olması için fiyatın 1 lira 15 kuruşun üzerine çıkarılması elzemdir.”
Üretici-market fiyat farkı
Ramazan ayının sonuna gelinen şu günlerde üretici ve market fiyatları arasındaki farkın en fazla yüzde 374,80 ile salatalıkta görüldüğünü, salatalıktan sonra fiyat farkı sırasıyla elmada yüzde 374,72, patateste yüzde 373,60, patlıcanda yüzde 299,22, kuru incirde yüzde 299, kabakta yüzde 258,71, sivri biberde yüzde 257,29, karpuzda yüzde 256,25, domateste yüzde 248,09, kuru kayısıda yüzde 243,33 olduğunu bildiren Bayraktar, “Salatalık, elma ve patates 4,7 kat, patlıcan ve kuru incir 4 kat, kabak, sivri biber ve karpuz 3,6 kat, domates 3,5 kat, kuru kayısı 3,4 kat fazlaya tüketiciye satılmaktadır” dedi.
Fındık fiyatları
Üreticinin en fazla sıkıntı yaşadığı ve fiyat makasının açık olduğu bir diğer ürünün ise fındık olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları söyledi:
“Fındık fiyatları, alıcısı az, satıcısı çok olan bir piyasada hak ettiği değeri bu yıl asla bulamamıştır. Ramazan ayı öncesinde üreticide 19 lira olan iç fındık, bugünlerde 16 lira 40 kuruşa kadar inmiştir. Üreticide 16 lira 40 kuruş olan iç fındık, pazarda 30, markette 37 lira 64 kuruşa satılmaktadır. Kaldı ki fındık, Antep fıstığı gibi stoka müsait bir üründür. Yaş meyve sebze gibi firesi yüksek bir ürün de değildir. Bugün Antep fıstığında üretici market fiyat farkı yüzde 58,85 iken, fındıkta yüzde 129,51 çıkıyor olması tekelleşmenin, sömürünün en açık göstergesidir.
Sürekli söylemekten dilimizde tüy bitti. Devletimiz bu haksızlığa mani olmalı, üreticimizin mağduriyetini gidermeli, fındık piyasasına müdahale etmelidir. Fiskobirlik gibi kooperatiflere devlet tarafından alım yaptırılması ve bunların piyasaya müdahalesi şarttır.”
Tüketici yeterli ve güvenilir gıdaya erişebilmeli!
Üretici market fiyatları arasındaki makasta sorunun devam ettiğini vurgulayan Bayraktar, “Pazarlamadaki sorunlar nedeniyle üreticilerimiz düşük fiyata ürün satarken, tüketiciler de daha pahalıya ürün tüketmek durumunda kalıyor. Tüketicilerimizin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesi hepimizin dileğidir. Üreticiden tüketiciye varıncaya kadar tüm taraflar sadece Ramazan ayında değil, Ramazan ayı sonrasında da bu hususta gereken hassasiyeti göstermeye devam etmelidirler” şeklinde konuştu.
TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, bir gazetecinin buğday alım fiyatlarını sorması ve hayvan ithalatı söylemleri olduğunu belirtmesi üzerine de, şunları kaydetti:
“Buğday fiyatları özellikle enflasyonun altında kaldı. Burada maliyetleri dikkate aldılar. Enflasyonu değil. Biz bütün bunlara rağmen bir prim artışı talep ettik. Bakanlığımız bir prim artışı üzerinde çalışıyor. Bir prim artışı verilmesini bekliyoruz.
Gelen hayvan miktarının çok önemli olmadığını görüyoruz. Çok ciddi manada piyasayı etkileyecek bir ithalat bugün için yok. Fiyatların makul seviyeye gelmesinde en önemli etken, ithalat değil, üretimdir. Üretim rakamları sürekli artıyor. Ciddi manada ithalat yapılmadığı takdirde üretim artmaya devam edecektir. Üretimin önündeki en büyük engel ithalattır. İthalattan kesinlikle kaçmamız lazım. Biz inanıyoruz ki çok yakın bir tarihte üretim rakamları 1,5 milyon tonun üzerine çıkacak, bu da arz talep dengesini büyük oranda sağlamış olacaktır. Fiyatlar belki de daha makul seviyelere de gelecek.
Biz ithalata karşı olduğumuzu söylüyoruz. Günlük et tüketimimiz 3 bin tonlar civarında. Yani 6 bin tonluk ithalat önemli bir miktar değil. Piyasayı etkileyebilecek de bir rakam değil. Bugün için çok ciddi bir ithalat görmüyorum.”
Üretici market fiyat farkının düşürülmesi adına neler yapılabileceği sorusuna da Bayraktar, “Bütün mesele örgütlenmeden geçiyor. Bizim hükümetimize tavsiyemiz; üretici örgütlerini sadece idari ve mali yönden güçlendirmek değil; görev tanımı da yapmamız lazım; ne yapacaklarını, piyasaya nasıl müdahale edeceklerini iyi belirlememiz lazım. Yoksa parayı vermişsiniz, para amacına uygun kullanılmıyorsa hiçbir şey ifade etmez. Bununla ilgili bir çalışma var. Bu çalışmanın sonuçlarını bekliyoruz.” karşılığını verdi.
GIDAHATTI DERGİSİNİ ÜCRETSİZ İNDİRİN
(5)