Rusya, tarıma yönelik teşvik uygulamalarıyla yerli üretimi önemli oranda artırırken, aralarında Türkiye’nin de olduğu ülkelere karşı yaptırım enstrümanını kullanarak gıda ithalatını azaltmaya devam ediyor.
Emre Gürkan Abay’ın yaptığı analize göre, Rus Federal Gümrük Servisi (FTS) ve Rusya Tarım Bakanlığı tarafından yayınlanan rakamlar, uygulanan gıda ambargoları sayesinde ülkedeki yerli tarım ürünlerinin pazar paylarında özellikle son iki yılda önemli bir artış yaşandığına işaret ediyor.
Geçtiğimiz yılın ilk 11 ayına ilişkin rakamlara göre, Türkiye’den alınması halen yasak olan domatesin ithalatı 2015’in aynı dönemine göre yüzde 30,7 oranında azalarak 419 bin tona gerilerken, salatalığın ithalatı ise yüzde 10,7’lik düşüşle 97,4 bin tona geriledi.
Türkiye’den ithalatı yasak ürünler listesinde yer alan diğer gıda ürünlerinden soğanın ithalatı yüzde 41 azalarak 185 bin tona, lahananın ithalatı ise yüzde 49,1 gerilemeyle 90 bin tona düştü.
Rusya’nın geçtiğimiz yılki sera sebze üretimi de yeni inşa edilen 160 hektarlık kışlık seraların da katkısıyla bir önceki yıla göre yüzde 8 artarak 691 bin tona yükseldi.
Türkiye’nin, Rusya’ya 2015’te gerçekleştirdiği 875,4 milyon dolarlık sebze ve meyve ihracatı ise 2016’da yüzde 62,1 azalarak 331,7 milyon dolara geriledi.
Yaptırımların ana nedeni Rus tarım sektörüne destek mi?
Avrupa Birliği, ABD, Kanada, Norveç, Avustralya ve Türkiye’den ithalatı yasaklanan süt ve et ürünlerinden, meyve ve sebzenin birçok çeşidine kadar artık Rus pazarına giremeyen yabancı ürünlerin yerini Rusya’da üretilen ürünler doldurmaya başlarken, Rus yetkililer söz konusu yaptırımları kaldırmaya henüz sıcak bakmıyor.
Sektöre yakın kaynaklar ve Rus medyasına yansıyan haberler de içeriğinde Türk gıda ürünlerine yönelik yasakların da yer aldığı yaptırımların devam etmesinin ana nedeninin Rus tarım endüstrisini desteklemek olduğuna işaret ediyor.
Rusya Başbakanı Dimitriy Medvedev de geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, ülkedeki tarımcıların, yaptırımlar nedeniyle Rus gıda pazarında oluşan avantajlı durumdan daha da fazla yararlanması gerektiğini söyledi.
Medvedev, Rus tarım sektörünün ekonomik krize rağmen her yıl ortalama yüzde 3 oranında büyüdüğünü belirterek, bu yıl da tarım için devlet bütçesinden 220 milyar rublelik (yaklaşık 3,7 milyar dolar) destek fonu sağlanacağının altını çizdi.
Tarım Bakanı Aleksandr Tkachev de bir süre önce yaptığı açıklamada, ülkenin sebze üretiminde öz yeterliliğinin geçtiğimiz yıl yüzde 90 seviyelerine çıktığına işaret ederek, “Domates ve salatalıkta 2020 yılına kadar yüzde 100 öz yeterliliğe ulaşmak için yılda 400 hektarlık sera inşaatının yapılması gerekiyor.” ifadelerini kullanmıştı.
Rusya Sebze Üreticileri Birliği Başkanı Sergey Korolev da ithal domatesin pazar payının 2016’da yüzde 80’lerden yüzde 50 seviyesine, ithal salatalığın ise yüzde 65’ten yüzde 20’ye kadar gerilediğini vurguladı.
Uzmanlar, 2014 yılında AB’nin yaptırımlarına yanıt olarak bazı ürünlere koyulan gıda ambargosunun başlangıcından bu yana yaklaşık 4 milyar dolar değerinde yerli gıda ürünü yetiştirildiğini belirtiyorlar.
Rusya’nın tarım hamlesi
Rus hükümeti, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra geniş tarım arazilerinin nasıl değerlendirileceğine dair somut adımları ancak 2000’li yıllarda atabilmişti.
Bu dönemde gıda ithalatının azaltılmasına yönelik en önemli hamle ise Batılı ülkelerdekine benzer özel tarlalar kurulmasına olanak sağlayan ve 2001 yılında kanunlaşan “Yeni Arazi Yasası” olarak gösteriliyor.
Fakat ülkenin tarım alanındaki gelişmeler beklenen seviyede ilerlemediği için Rus hükümeti 2012’de yeni bir tarım programı açıklayarak, çiftçilere düşük kredi, taban fiyattan gübre, yerli tarım makinesi üreticilerine destek ve tarım altyapısının geliştirilmesinde devlete ait mali kaynakların aktarılması gibi olanaklar sunmaya başladı.
Devletin tarıma yönelik attığı söz konusu teşvik adımlarının yanına, 2014’te öncelikle Batılı ülkelere ve sonrasında Türkiye’ye uygulanmaya başlayan karşı yaptırımlar da eklenince, Rus tarım sektörü ülkenin bazı bölgelerinde “petrolden bile daha karlı” olarak nitelendirilen bir konuma ulaştı.
En önemli ihracat ürünlerinden biri olan buğdayda da 2015 yılında 25 milyon tonluk ihracatla dünya lideri konumuna yükselen Rusya’nın toplam gıda ürünleri ihracatı geçtiğimiz yıl 20 milyar dolara ulaşarak enerji ürünlerinden sonra ikinci sıraya yerleşti.
Ancak bazı Rus uzmanlar, tarım sektörünün gelişmesi adına yaptırımların kullanılarak, halkın kaliteli ürünlere erişiminin engellemesinin uzun vadeli bir strateji olamayacağı görüşünde.
Yaptırımların kalkması ve pazarın herkese açılmasıyla, Rus hükümetinin nasıl bir strateji benimseyeceğinin ve şu anda ülkedeki çiftçilere verilen desteğin uzun soluklu olup olmayacağı sorularına cevabın henüz net olmadığı vurgulanırken, Rusya’nın tarımı kullanarak bazı ülkelere “ceza” verdiği görüşü yer yer dile getiriliyor. Kaynak: Emre Gürkan Abay/ Anadolu Ajansı
(13)