Namet Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Kayar, sağlıklı olmayanın helal de olmayacağını belirterek, “İslami açıdan uygunluğun yanı sıra kalite konusunda da güvence sağlayan Helal Sertifikalı ürünler, ülke ekonomisi açısından önemli bir büyüme potansiyeli teşkil ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü iş birliğinde gerçekleştirilen Dünya Helal Zirvesi (World Halal Summit) ile eş zamanlı olarak düzenlenen Helal Expo 2016 Fuarı, 15-18 Aralık 2016 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor.
Tek tip üretim ve tüketim
Dünya Helal Zirvesi’nin ikinci gününde bir konuşma yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, küreselleşmeyle birlikte, üretim ve tüketim kalıplarının tek tipleştiğinin görüldüğünü vurguladı. Dünyada 1,8 milyarı bulan Müslüman nüfusun dini hassasiyetlere uygun mal ve hizmetlere olan talebinin her geçen gün arttığını bildiren Özlü, başta gıda olmak üzere, kozmetik, ambalaj, finans, tatil ve daha birçok farklı sektörde helal tüketim ihtiyacı doğduğunu ifade etti.
IMF verilerine göre 2014’te dünya gıda ve içecek harcamasının 6,7 trilyon dolar olduğunu ve bunun 1,1 trilyon dolarını helal gıda ve içecek ticaretinin oluşturduğunu ifade eden Özlü, son yıllarda istikrarlı bir şekilde artış gösteren bu rakamın 2020 yılına kadar 1,6 trilyon dolara ulaşacağının tahmin edildiğini, helal belgelendirmenin, sürekli artan talep ve ihtiyaç nedeniyle gündeme gelen bir kavram olduğunu anlattı.
Müslüman ülkelerin dünya ticaretindeki payı
Artık birçok ülke ve kuruluşun helal belgelendirme konusunda çalışmalar yaptığını vurgulayan Bakan Özlü, şöyle devam etti:
“İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü SMIIC de helal belgelendirme alanında yürüttüğü çalışmalarla üye ülkeler arasındaki ticareti geliştirmeyi amaçlıyor. SMIIC standartlarının dünyada geçerli tek standart olması, tüm İslam ülkelerinin ve Müslümanların menfaatine hizmet edecektir. Bugün dünyada nüfus bakımından yüzde 25’e yakın olan Müslüman ülkelerin dünya ticaretinden sadece yüzde 10 pay alması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu tabloyu değiştirmek hepimizin görevidir.
Modern ekonomilerde standartlar, sadece tüketiciler için değil, üreticiler için de büyük bir önem taşır. Özellikle gelişmiş ülkeler, standartları kendi lehlerine olacak şekilde belirler ve uygular. Kendi ihtiyaçlarını ve yetenekleri, standart olarak diğer ülkelere de dayatır.”
“Helal belgelendirmede farklılıkları gidermeliyiz”
Özlü, üreticilerin özellikle İslam ülkelerindeki pazarlara girebilmeleri açısından helal belgelendirme faaliyetlerinin önemli bir zemin olacağını kaydederek, buradaki temel problemin “helal belgelendirme alanında belirlenmiş ortak standartların eksikliği ve helal belgelendirmedeki farklı uygulamalar” olduğunu vurguladı.
Bu durumun uygulamada bir düzensizlik getirdiği gibi uluslararası ticaretin gelişimine de engel teşkil ettiğini aktaran Özlü, bu nedenle, helal belgelendirmede temel anlayış ve uygulama farklılıklarını gidermeleri veya en aza indirmeleri gerektiğinin altını çizdi. Özlü, “Bütün Müslüman ülkeler ve halkların kabul ettiği, ehil, güçlü, güvenilir, standartları tavizsiz uygulayacak bir akreditasyon mekanizmasını çalıştırmalıyız. Kısa dönemli taktik hesaplar yaparsak, bundan hepimiz zarar görürüz. Ortak standartlar, kısa vadede bir ülkenin lehine olurken bir başka ülkenin aleyhine olabilir. Ancak ortak standart meselesini halledersek, orta ve uzun vadede hepimiz kazançlı çıkacağız” dedi.
Helal ürün ve helal tüketim sorunu
İstanbul Valisi Vasip Şahin de, helal ürünün ve helal tüketimin İslam dünyasının başlıca sorunlarından olduğunu belirterek, İslam coğrafyasında bile zaman zaman helal konusunda çeşitli sıkıntılar yaşanabildiğini söyledi. Şahin, “Allah’ın bize emri hem helal hem de temiz tüketmemiz. Bu ikisini yapmak zorundayız. Dünyada helal tüketimin ve helal üretimin İslam coğrafyası dışında daha fazla öne çıktığını görüyoruz. Bizler 850 milyar doları gıda ve türevleri olmak üzere 2 trilyon dolarlık bu pazarda Müslüman toplumlar olarak daha fazla yer almak zorundayız. Bu konuda çok daha atik ve aksiyonel olmalıyız” diye konuştu.
İslam Kalkınma Bankası Başkan Yardımcısı Sayed Aqa ise helal sektöründe sadece yiyecek ve içecekte değil kozmetik ürünlerinden ve İslami finanstan, turizme kadar çok ciddi bir alan olduğunu belirterek, “Bu anlamda Müslüman ülkeler için ciddi fırsatlar var.” dedi.
Helal sertifikası, güvenli gıda tüketiminin de güvencesi!
Bakan Özlü, konuşmaların ardından fuarın ana sponsoru Namet adına Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Kayar ile diğer sponsorlar ve konuşmacılara plaketlerini verdi.
Helal Sertifikalı ürünlerin, tüm sektörler ve ülke ekonomisi için önümüzdeki dönemde önemli büyüme potansiyeline dikkat çeken Namet Gıda Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Kayar, İslami açıdan uygunluğun yanı sıra kalite konusunda da güvence sağlayan Helal Sertifikasının, gıda güvenilirliği konusunda dünyanın önde gelen programlarından biri halini aldığını belirtti. Kayar, şunları söyledi:
“Türk Standartları Enstitüsü’nden onaylı helal sertifikamız bulunuyor. Helal Sertifikası’nın et ve et ürünleri sektörü açısından önemi büyüktür. Helal Sertifikası daha güvenli, daha sağlıklı gıda tüketiminin de güvencesidir.
Giderek artış gösteren ekonomik bir değer söz konusu ve Türkiye Helal Sertifikalı üreticileriyle bu alanda farklı sektörlerde iddialı, aktif bir oyuncu. TSE önderliğinde Helal Sertifikası veren ülkelerden biri olarak Türkiye, fiziksel ve etki coğrafyasında fikir önderi ülke konumunu pekiştiriyor.”
(14)