Dünyanın 7 zirvesine tırmanan, 8 kez Dakar rallisine katılan ve Güney Kutbunu tek başına geçen İspanyol girişimci ve maceraperest Albert Bosch “Doğa yok olurken ‘ben tarafsızım’ diyemezsiniz. Sürdürülebilir marka mısınız, yoksa tersi mi? Seçmek zorundasınız.” dedi.
Sustainable Brands 2016 İstanbul, sürdürülebilir gelecek için çalışan marka liderlerini bir araya getirdiği konferansın ikinci gününde, sorumlu liderlik, değişimin yeni dili, “karma” pazarlama, sürdürülebilir iletişim ve inovasyon ile etki yaratma konuları tartışıldı.
Dünyanın en önemli 50 konferansı arasında gösterilen global Sustainable Brands buluşması, ‘The Power Of And’ temasıyla gerçekleştiriliyor.
Albert Bosch: Sürdürülebilir marka mısınız?
İkinci gün konuşmacılarından İspanyol girişimci ve maceraperest Albert Bosch ise konferansın en dikkat çekici ismi oldu. 7 zirve projesi kapsamında 7 kıtanın en yüksek noktalarına tırmanan, 8 kez Dakar Rallisi’ne katılan, Güney Kutbu’nu tek başına geçmeyi başaran Bosch, 2015 yılında katıldığı Dakar Rallisi’ni dünyada ilk kez yüzde yüz elektrikle çalışan bir araç ile tamamlayarak sürdürülebilirlik konusuna dikkat çekti.
Konuşmasında kendisini doğanın bir elçisi olarak gördüğünü ifade eden Albert Bosch, hayatlarımızın çoğunu şehirlerde geçirdiğimizi ve doğayı sadece kaynak olarak gördüğümüzü vurguladı.
Everest’e tırmanıp, aşağı indiğinde başarısından dolayı çok mutlu olduğunu, ancak kendini doğaya karşı suçlu hissettiği için ağlamaya başladığını anlatan Bosch, o an doğayı sadece kullandığını ve doğa için hiçbir şey yapmadığının farkına vardığını söyledi.
Böylece kendisini girişimcilik ve maceracı taraflarını birleştirerek sürdürülebilirlik konusuna dikkat çekmeye adadığını belirten Albert Bosch, sporun bu konulara dikkat çekmek için çok önemli bir araç olduğunu ve sürdürülebilirliği tanıtmak için kullanılabileceğini kaydetti.
Doğanın yok edilmesine karşı tarafsız kalmanın mümkün olmadığını söyleyen İspanyol girişimci ve maceracı Bosch, “Sürdürülebilir marka mısınız, yoksa tersi mi? Seçmek zorundasınız. Tarafsız kalamazsınız.” diyerek katılımcıları bu konuda aktif olmaya çağırdı.
Laukaikul: Sürdürülebilirliğe önce kendinden başla
Sürdürülebilir Markalar Konferansı 2016’nın ikinci gün konuşmacılarından Taylandlı The Brandbeing Consultant şirketinin kurucusu Sirikul Nui Laukaikul, Tayland Kralı’nın önderliğinde başlatılan “Yeterlilik Ekonomisi Felsefesi”ni katılımcılar ile paylaşırken, Uzakdoğu inanışı Budizm’e ait “karma felsefesi”nin sürdürülebilirlik açısından pazarlama alanında nasıl uygulanabileceğine yönelik deneyimlerini paylaştı.
Sürdürülebilirlik anlayışının önce bireysel olarak başlaması gerektiğini belirten Laukaikul, daha sonra içinde bulunulan topluluk ya da şirketin sonra da ülke ve dünyaya uygulanabileceğini belirtti. Sorumlu tüketimin sürdürülebilirlik kavramı için önemli olduğunu söyleyen Laukaikul, “Pazarlama sadece bir araç. Pazarlamayı suçlamak yerine, nasıl daha iyi bir yol için kullanacağınızı bulun.” şeklinde konuştu.
Kolster: “Mesajlarınızı doğru ve basit verin”
Sürdürülebilir Markalar Konferansı 2016’nın dikkat çeken konuşmacılarından bir diğeri ise, Mr. Goodvertising adlı kitabın yazarı, düşünür ve eleştirmen Thomas Kolster de katılımcılar tarafından ilgi ile dinlendi. Sürdürülebilirliğin pazarlama tarafında tüketiciye nasıl anlatılması gerektiği konusunda bilgi ve deneyimlerini aktaran Kolster, pazarlamanın daha duygusal, basit, etkileyici ve harekete geçiren mesajlar vermesi gerektiğini söyledi.
İnsan beyninin karar verirken görselliği ön planda tuttuğunu anlatan Kolster, sürdürülebilirlik iletişimi için basitlik ve şeffaflığın önemini vurguladı.
Pedersen: Başarı için paydaşlarınızla entegre olun
Konferansın bir diğer konuşmacısı olan Novozymes Kurumsal Sürdürülebilirlik İlişkileri Başkanı Claus Stig Pedersen müşterileri ile birlikte dünyayı değiştirmeyi amaçladıklarını söylerken, “Sürdürülebilirlik müşterilerinizden çok daha önemlidir.
Paydaşlarınızla entegre olmak başarı için temel şartlardan biridir.” şeklinde konuştu. Sürdürülebilirlik konusunun şirketlerin en üst seviyesi tarafından sahiplenilmesi gerektiğini vurgulayan Pedersen, şirketlerin sürdürülebilirlik konusunda birbirleriyle işbirliği yapmasının çok önemli olduğunu belirtti.
Tolunay: Sürdürülebilir yapılar yapmak mümkün
Prefabrik Yapı A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tolunay prefabrik yapıların sürdürülebilirliği ile ilgili olarak“ Her sektörde olduğu gibi prefabrik yapı sektöründe de doğru bir yaklaşımla sürdürülebilir yapılar yapmak tabi ki mümkün. Hatta prefabrike yapı sektörü, diğer yapı sektörlerine göre daha da avantajlı olabilir” şeklinde konuştu.
Konuşmasının devamında inovasyona değinen Tolunay, “İnovasyonla etki yaratmazsanız; rekabet gücünüz günden güne düşer. Bu bilinçle yapı sektöründe de innovasyon sürdürülebilir bir marka olmak için olmazsa olmazdır” dedi.
Prefabrik yapıların sürdürülebilir olduğu ile ilgili dünyadan örnekler veren Tolunay, prefabrike yapıların Almanya,Fransa ve ABD gibi gerek teknoloji, gerek ekonomik anlamda önderlik eden ülkelerde çok yoğun kullanıldığını belirterek, doğru malzeme ve doğru teknikle sürdürülebilir ürünlerin her zaman üretilebileceğine değindi.
BASF ve Unilever’in Platin sponsorluğunda gerçekleşen Sustainable Brands 2016 Istanbul’un Altın sponsorluğunu Sunar Grup, Gümüş sponsorluğunu ise Ülker ve Schneider Electric üstlendi. Ayrıca konferansın bronz sponsorları kısmında Prefabrik Yapı, TAV, Kale, Philips, Modelpan yer aldı. Konferansa iletişim sponsoru olarak Vodafone destek verdi. Konferansın resmi havayolu sponsoru THY oldu. Ana medya sponsoru Bloomberg HT ve Habertürk’ün olduğu Sustainable Brands 2016 Istanbul’a ayrıca önemli dernekler de destek verdi.
GIDAHATTI DERGİSİNİ ÜCRETSİZ İNDİRİN
(7)