SETBİR Başkanı Tarık Tezel, süt sektörü için 2016’nın zorlu bir yıl olduğunu belirterek, “Süt sektöründe bir regülasyon ihtiyacı olduğu açıktır. Depolama desteği, sütte arz fazlasının oluştuğu dönemlerde regülasyonun sağlanmasını teşvik edebilecektir” dedi.
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel, yaptığı yazılı açıklamada, Süt ve Kırmızı Et Sektörlerinde 2016 yılını değerlendirdi ve 2017 yılı beklentilerini dile getirdi.
Süt sektöründe 2016 yılı
Türkiye’de 2015 yılındaki toplam 18,65 milyon tonluk süt üretimine karşın, 2016 yılında üretilen toplam çiğ süt miktarının, kayıt içi ve kayıt dışı bir arada olmak üzere, toplam yaklaşık 19 milyon ton olacağını belirten Tezel, şöyle devam etti:
“Süt sektörü için 2016, hayli zorlu bir yıl oldu. 2014 yılında canlanan süt sektörü ihracatı, 2015 yılında, gerek Rusya’nın süt ve süt ürünleri de dâhil bazı gıda ürünlerine ambargo koyması, gerekse AB’de süt kotalarının kalkması sonucu dünya süt ürünleri fiyatlarının düşmesiyle birlikte hayli büyük düşüşler yaşadı. 2014 yılında 347 milyon dolarlık süt ve süt ürünleri ihracatı yapılmışken, bu değer 2015 yılında %20 azalarak 271 milyona düştü. 2016 yılında ise bir miktar toparlanma yaşanarak, ilk 10 aydaki ihracatımız 272 milyon dolara çıktı.
Süt sektöründe regülasyon ihtiyacı
Bu yıl Et ve Süt Kurumu (ESK), et ve süt sektöründe müdahalede bulundu. Süt sektörüne müdahale, üreticiden süt alarak süttozu yaptırmak şeklinde oldu. SETBİR olarak talebimiz, öncelikle çiğ süt arzının talebin üzerine çıktığı dönemlerde, ESK’nın müdahale alımlarını, Ulusal Süt Konseyi (USK) tarafından belirlenmiş çiğ süt fiyatından alım yapan sanayicilerden, rayiç süt tozu fiyatları ile süt tozu alarak yapmasıdır.
Süt sektöründe bir regülasyon ihtiyacı olduğu açıktır. Depolama desteği, sütte arz fazlasının oluştuğu dönemlerde regülasyonun sağlanmasını teşvik edebilecektir. Böylelikle süt tozu yapma veya yaptırma imkânı olmayan imalatçıların peynir ve çeşitleri gibi stoklanabilir ürünlerinde depolama desteği alması, üreticinin elinde sütün kalmasını önleyecek, hayvan kesilmesinin önünü kapatacak, üreticinin hevesinin kırılmasına meydan vermeyecektir.
Süt ve süt ürünlerinde 2017 yılı beklentileri
2015 yılında düşen dünya çiğ süt fiyatları 2016 yılında da bazı ülkelerde düşük kalmaya devam etti, bazı ülkelerde ise bir miktar toparlanma gösterdi. 2017 yılında dünya süt fiyatlarının, dolayısıyla süt ürünleri fiyatlarının 2016 yılına göre daha yüksek olacağı öngörülüyor. AB’de de süt üretiminin azaltılması yönünde verilen desteklemelere bağlı olarak süt üretiminin artmayacağı tahmin ediliyor. Küresel stokların yüksek olması da üretimi etkileyen önemli faktörlerden biri.
Türkiye’de ise artan dünya fiyatları ile bağlantılı olarak ihracatta rekabet gücümüzün artmaya başlaması ile sektörde bir miktar toparlanma olacağını öngörüyoruz. Bu kapsamda dış pazarda yeni kapılar açmak, yeni imkânlar yaratmak önceliğimiz olmalı. Ancak bu sayede kısa vadede süt tüketimini artırma yönünde adım atabiliriz.
Çiğ süt fiyatında kalite kriteri
Ülkemizde çiğ süt, artık bütün gelişmiş ülkelerde olduğu gibi kalite değerleri ile fiyatlandırılmalı. Örneğin AB ülkelerinde bir litre çiğ inek sütü için baz kriter, yağ için %4,2, protein için %3,4’tür. Uluslararası pazarlarda rekabet edebilmek için, öncelikle çiğ süt kaliteleri rekabetçi düzeye çıkarılmalıdır. Aralık 2016’da USK tarafından belirlenen çiğ süt referans fiyatı, ülkemizde ilk defa kalite kriterleriyle birlikte belirlenmiş olup, %3,5 yağ, %3,1 protein değerine sahip çiğ inek sütü için belirlenen referans fiyatı 1,21 TL/litre olmuştur. Bu belirleme her ne kadar AB değerleri ile mukayese edildiğinde düşük kalsa da, ülkemizde ilk defa bu şekilde referans fiyatının belirleniyor olmasını, çiğ sütümüzün gelecekte iyileşmesi bakımından bir adım olarak nitelendiriyor, AB standartlarına ulaşmayı ümit ediyoruz.”
Kırmızı et üretimi
2016 yılı toplam kırmızı et üretiminin 1,3 milyon ton civarında olmasını öngördüklerini bildiren SETBİR Başkanı Tezel, kırmızı et maliyetlerinin ve buna bağlı oluşan piyasa fiyatlarının dünya fiyatlarına göre yüksek ve rekabetten uzak olması nedeniyle kırmızı et ve ürünleri ihracatının neredeyse yok seviyesinde olduğunu söyledi.
Milli Tarım Projesi
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından açıklanan Milli Tarım Projesi’nin bu yıl uygulamaya başlandığını da vurgulayan Tezel, “Milli Tarım Projesi, Türkiye’de tarımı ve hayvancılığı geliştirip kalkındıracak, üreticimizi refaha kavuşturacak, halkımızı daha besleyici ve hesaplı gıda ile buluşturacak, son yılların en önemli projesi. Proje, gerek hayvan hastalıkları ve hayvansal üretim konusunda, gerek ise havza bazlı tarımsal üretim kapsamında, çok büyük bir iyileşmeyi müjdeliyor. Önümüzdeki iki yıl içinde bu projenin meyvelerini göreceğimizi ve sorunların büyük oranda çözümleneceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
(171)