TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımsal üretimin hızla seraya kaydığını, üretimde seranın payının arttığını bildirerek, “Sera alanlarının büyüklüğü, Bahreyn ve Singapur devletlerinin yüzölçümüne yaklaştı, AB üyesi Malta’nın iki katını geçti” dedi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, pazarlara yakınlık, zengin jeotermal enerji potansiyeli ve uygun iklim koşulları nedeniyle seracılık için biçilmiş kaftan olan Türkiye’de, muzun dörtte üçü, salatalığın beşte üçü, sivri biber, çilek, sofralık domates ve kabağın beşte ikisinin, patlıcanın ise üçte birinin serada üretildiğini bildirdi.
Bayraktar, yıl boyu üretime imkan tanıyan seracılığın birim alanda daha fazla ürün alınmasını sağladığını, tabii afetlere karşı ürünü daha fazla koruduğunu, dört mevsim istihdam yarattığını, sera imalatında olduğu gibi diğer sektörlerde katma değer elde edilmesine yol açtığını belirtti.
1940’da başladı, 1960’dan sonra gelişti
Türkiye’de 1940’lı yıllarda Antalya’da kurulan tesislerle seracılığın başladığını, 1960’lı yıllardan itibaren plastiğin örtü malzemesi olarak kullanılmaya başlamasıyla hızı bir gelişim dönemine girildiği bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Sera alanları 1960’da 10 bin dekardı, günümüzde 664 bin dekara çıktı. Dünyada seracılıkta ilk dört içinde yer alıyoruz, Avrupa’da İspanya ile yarışıyoruz. Pazarlara yakınlık, zengin jeotermal enerji potansiyeli ve uygun iklim koşulları nedeniyle seracılık için biçilmiş kaftan olan Türkiye’de, muzun dörtte üçü, salatalığın beşte üçü, sivri biber, çilek, sofralık domates ve kabağın beşte ikisi, patlıcanın üçte biri serada üretiliyor.
Sera alanlarının büyüklüğü, Bahreyn ve Singapur devletlerinin yüzölçümüne yaklaştı, AB üyesi Malta’nın iki katını geçti. 6 milyon 352 bin ton sebze, 368 bin ton meyve, 1 milyar 193 milyon adet süs bitkisi seralarda yetiştiriliyor. Özellikle sebze üretiminde seracılık büyük önem kazanmış durumda. Seradaki sebze üretimi Fransa’nın toplam sebze üretimini 1,15 milyon ton aştı. Türkiye’nin, serada ürettiği sebze miktarı, Almanya’nın, Romanya’nın, Tunus’un, Arjantin’in toplam sebze üretiminin iki katına yaklaşıyor, Yunanistan, İngiltere’nin, Portekiz’in toplam sebze üretiminin iki katını geçiyor, Belçika’nın, Kanada’nın, Şili’nin üç katına ulaşıyor.
Sadece serada Türkiye 6,35 milyon ton sebze üretirken, sera tarla bahçe toplamı olarak sebze üretimi Fransa’da 5,2, Almanya ve Romanya’da 3,8, Tunus’ta 3,5, Arjantin’de 3,4, Yunanistan’da 3, İngiltere’de 2,8, Portekiz’de 2,7, Kanada’da 2,3, Belçika ve Şili’de 2,2, Avustralya’da 1,6 milyon tonu buluyor.”
Toplam sebze üretiminin yüzde 21,1’inin, meyve üretiminin yüzde 1,95’inin seralarda yetiştirildiğini belirten Bayraktar, “Plastik seraların alanı toplam sera alanlarının yüzde 46,7’si oluşturuyor. Sera alanlarının yüzde 24,3’si alçak tünel, yüzde 16,9’u yüksek tünel, yüzde 13,1’i cam seralardan meydana geliyor. En fazla sera Antalya’da bulunuyor. Bu ili Mersin ve Adana izliyor” dedi.
Sera üretimi yaklaşık 1 milyon ton arttı
Sera alanlarının yüzde 95’inin sebzelere, yüzde 4’ünün meyvelere, yüzde 1’inin ise kesme çiçek ve iç mekan bitkilerine ayrıldığına dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“2010-2015 döneminde seralarda sebze ve meyve üretimi yüzde 18,8, yaklaşık 1 milyon ton artışla 5 milyon 750 bin tondan 6 milyon 720 bin tona çıktı. Seralarda domatesin, hıyar, karpuz, biber, patlıcan, kavun, kabak, marul, taze fasulye, taze soğan, ıspanak, semizotu, roka, maydanoz, tere, lahana, börülce, pırasa, pepino, dereotu, kırmızı turp, bezelye, nane, taze sarımsak, enginar, brokoli ve bamyanın yanı sıra muz, çilek, üzüm, kayısı, şeftali (nektarin) yetiştiriliyor.
Muz ve salatalıkta sera üretimi, bahçe üretimini geride bıraktı. Üretimin muzda yüzde 74’ü, salatalıkta yüzde 59,3’ü, sivri biberde yüzde 41,9’u, çilekte yüzde 42,2’si, sofralık domateste yüzde 41,6’ü, kabakta yüzde 38,7’si, patlıcanda yüzde 31,1’i seradan sağlanıyor.”
Daha verimli ve kaliteli bir üretim sağlanabilmesi için mevcut seraların modern seralara dönüştürülmesi gerektiğini belirten Bayraktar, küçük işletmelerin yaygınlığı ve sermaye yetersizliği nedeniyle üreticinin serasına yeterli yatırımı yapamadığını, modern teknolojilerin kullanımının da buna bağlı olarak sınırlı kaldığını bildirdi.
“Sera modernizasyonu desteği devam ettirilmeli”
Bu yıl uygulamaya konan Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince, mevcut sera işletmelerinin teknik altyapısının iyileştirilmesi amacıyla seraların modernizasyonu için 100 bin liraya kadar, yatırım dönemi için sıfır faizli, işletme dönemi için ise yüzde 50 faiz indirimli kredi kullandırılmasının önemli bir destek olduğunu, bunun devam etmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Elektrik fiyatları seralarda maliyetleri çok fazla etkiliyor. Bundan dolayı seraların ticarethane elektrik enerjisi aboneliğinden tarımsal sulama aboneliğine geçirilmesi önemli bir karardır. Elektrik fiyatları ne kadar düşük olursa o kadar üretim maliyetlerini azaltır.
İşletme küçüklüğü, pazarlama sorunları, tarımsal girdilerde dışa bağımlılık ve girdi maliyetleri nedeniyle üretim maliyetlerinin yüksekliği seraların temel sorunlarıdır. Kırsal kalkınma programı IPARD kapsamında verilen seracılık hibelerinden 42 il yararlanıyor; büyük sera alanlarına sahip bazı illerimiz bu kapsamda yer almıyor. Seracılığa çok uygun olan Antalya, Adana ve Muğla gibi illerimizin IPARD kapsamına alınması gerekiyor.
Sadece kuyu suyu kullanan seralara da su kullanım kolaylıkları getirilmesi, ruhsatlandırma için ek süre verilmelidir.”
(7)