Dünya Enerji Konseyi’nin “Enerji Su Gıda Bağlantısını Yönetmek” adlı raporuna göre, temiz su kaynaklarının büyük kısmı tarım sektöründe ve enerji üretiminde kullanılıyor. Dünya genelinde azalan su kaynakları nedeniyle enerji üretiminde ve tarımda oluşabilecek risklerin önüne geçilmesi için uluslararası işbirliği yapılması gerektiği belirtildi.
Dünya genelinde azalan su kaynakları nedeniyle enerji üretiminde ve tarımda oluşabilecek risklerin önüne geçilmesi için uluslararası işbirliği yapılması gerektiği belirtildiği Dünya Enerji Konseyi’nin “Enerji Su Gıda Bağlantısını Yönetmek” adlı raporunda, temiz su kaynaklarının büyük kısmı tarım sektöründe ve enerji üretiminde kullanıldığına dikkat çekildi. Raporda ayrıca, küresel elektrik üretiminin yüzde 98’inde suya ihtiyaç duyulduğu ve bu dönemde suyun öneminin giderek daha da öne çıktığı kaydedildi.
BM: 2030’da dünya nüfusunun yüzde 40’ı susuzluk tehdidi altında
Birleşmiş Milletler’in, 2030’da dünya nüfusunun yüzde 40’ının susuzluk tehdidiyle karşı karşıya kalabileceği öngörüsüne de yer verilen raporda, “Enerji, su ve gıda arasındaki bağ tehdit altında. Su kıtlığından dolayı enerji üretiminde ve tarımda oluşabilecek risklerin önüne geçmek için uluslararası işbirliği gerekiyor. Kaynak sıkıntılarının önüne geçmek için enerji üretiminde gereken su miktarı azaltılmalı, bunun için de rüzgâr ve güneş gibi daha az su tüketen yenilenebilir enerji kaynaklarına veya doğalgaza yönelmeli.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Murat Mercan: Enerji-su-gıda bağıntısından kaynaklanan riskleri azaltmalı
Risklerin azaltılması için öneride bulunulan raporda, suyun enerji ve tarım sektörlerindeki öneminin ve rolünün incelenmesi gerektiği vurgulandı. Raporda görüşlerine yer verilen Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Başkanı Murat Mercan, “Var olan enerji alt yapılarında yapılacak teknik değişiklikler de enerji-su-gıda bağıntısından kaynaklanan riskleri azaltmaya yardımcı olabilir. Yapılan örnek çalışmalar, tuzlu su veya kuru soğutmadan faydalanarak soğutma sistemleriyle tatlı su kaynaklarını birbirinden ayırmanın atık suların daha verimli kullanılmasını sağladığını, yenilenebilir kaynakların tuzdan arındırma ve sulama işlemlerine entegre edilmesini kolaylaştırdığını gösterdi. Ancak, her vakanın ayrı ayrı ele alınması ve her bölgenin özgün coğrafi özellikleri ve sosyal hassasiyetlerinin göz önünde bulundurulması gerekiyor.” diye konuştu.
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, söz konusu raporu bu yıl 9-13 Ekim tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştireceği 23. Dünya Enerji Kongresi’nde tartışmaya açacak.
GIDAHATTI DERGİSİNİ ÜCRETSİZ İNDİRİN
(11)