TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) İş Geliştirme Yöneticisi Nuh Yılmaz, şeker ve kalp hastalığı riskini azaltan yeni bir gıda katkı maddesi ürettiklerini söyledi. Yılmaz, “Ürünümüzü milli ekonomiye kazandırmak için görüşmelere başladık” dedi.
Dünya Gazetesi’nden Sabiha Toprak’ın haberine göre, TÜBİTAK MAM Gıda Enstitüsü’nde buğday, mısır ve patates nişastasından yüzde 90,5 oranında enzime dirençli nişasta üretimi gerçekleştirildi.
Katkı maddesi olarak kullanıldığı gıdaların enerjisini ve glisemik indeksini azaltan dirençli nişastanın üretimde kullanılmaya başlamasıyla; obezite, kalp ve şeker hastalıklarıyla mücadelede önemli bir adım atılmış olacak.
Konu ile ilgili bilgi veren TÜBİTAK MAM İş Geliştirme Yöneticisi Nuh Yılmaz, şeker ve kalp hastalığına bağlı sağlık sorunlarından şikayetçi insan sayısının dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de tehlikeli bir şekilde artmaya devam ettiğini ve Türkiye’de 20 ve 79 yaş aralığında 5 milyonu aşkın insanın şeker hastalığından muzdarip olduğunu ifade etti. Şeker ve kalp hastalıklarım tetikleyen en önemli unsurun beslenme alışkanlıkları olduğunu vurgulayan Yılmaz, fast-food tarzı beslenme, bol miktarda alınan şekerli gıdalar ve hareketsizlik nedeniyle oluşan kilo artışının söz konusu hastalıklara zemin hazırladığını belirtti.
Dünya genelinde yeni tanınan dirençli nişasta ürününün TÜBİTAK MAM Gıda Enstitüsü’nde üretilmesinin son derece önemli bir adım olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Yapılan klinik araştırmalarda gıdalara belirli oranlarda dirençli nişasta ilavesinin karbonhidrat düzeyini yüzde 25, enerji düzeyini ise yüzde 20 oranında azalttığı belirlenmiş ve en önemlisi de glisemik tepki düzeyinde, kısaca kan şekerini artırma potansiyelinde yüzde 50 oranında azalma sağlandığı görülmüştür. Dirençli nişastanın eklendiği gıdaların tüketimiyle özellikle insülin direncinin etkileneceği ve buna bağlı olarak, diyabet ve kalp hastalıkları riskini azaltabileceği çeşitli araştırmalar sonucunda ortaya konmuştur” dedi.
“İstekli firmalarla görüşmelere başladık”
Dünyada modifiye nişasta pazarının 2020 yılına kadar 11.1 milyar dolar olmasının beklendiğini ifade eden Yılmaz, 2015 yılı verilerine göre modifiye nişasta pazarının yaklaşık yüzde 25’ini dirençli nişasta ürünlerinin oluşturduğunu söyledi. Yeni çıkacak olan “Türk Gıda Kodeksi Beslenme ve Sağlık Beyanları Yönetmeliği” taslağında, dirençli nişasta katkılı ürünler ile ilgili Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi EFSA’da olduğu gibi olumlu adımların atılmasını beklediklerini belirten Yılmaz, bu ürünün üretimde kullanılması amacıyla istekli firmalara lisans verilmesi için görüşmelere başladıklarını kaydetti.
Dirençli nişasta bağırsak sağlığı açısından da faydalı!
TÜBİTAK MAM Gıda Enstitüsü tarafından geliştirilen ürün, “ince bağırsakta sindirilemeyen ancak kalın bağırsakta sindirilebilen nişasta” olarak tanımlanıyor ve sağlık üzerine etkileri bakımından diyet liflere benziyor. Kalın bağırsakta diyet liflere göre daha kolay fermente edilebilen dirençli nişastanın, prebiyotik olma potansiyelinin yanında bütirat ve bol miktarda kısa zincirli yağ asitleri üretmesi nedeniyle bağırsak sağlığı, özellikle kolon kanserinin önlenmesi açısından da önemi yüksek.
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi EFSA, 2011 yılında dirençli nişasta için fonksiyonel sağlık beyanlarını onaylamış ve karbonhidrat yönünden zengin fırıncılık ürünlerinde belli oranlarda kullanımının, tokluk kan şekeri ve insülin düzenlenmesine yardımcı olabileceğine ilişkin beyanlar hakkında olumlu görüş bildirmişti.
(10)