Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi PKF İstanbul Ofisi, Türkiye’ye yatırımda ülkelerin başarı karnesini açıkladı. Araştırma, Türkiye’de yatırım başarısı en yüksek ülkelerin sırasıyla ABD, Almanya ve İngiltere olduğunu ortaya koyarken, Avusturya, Rusya ve Fransa tüm kriterlerde sınıfta kaldı.
PKF, Türkiye’deki yatırımcı davranışları üzerine çarpıcı bir rapor yayınladı. “Türkiye’de Yatırım Yapmak” başlığını taşıyan raporda, yabancı yatırımcıların performansı, “Kültürel”, “Ticari-Yönetsel” ve “Siyasi” açılardan değerlendirilerek kritik başarı faktörleri ve başarısızlıkların nedenleri ortaya konuldu. PKF İstanbul ofisi tarafından Türkiye’de yabancı yatırım süreçlerinde yer almış orta ve üst düzey uzmanlar arasında yapılan araştırma, ülke bazında başarı oranlarını da gözler önüne serdi.
Kültürel entegrasyonda ABD birinci
13 farklı ülkeden 147 yatırımcının toplam 25 milyar doları aşkın yabancı yatırım hacmini kapsayan 537 yatırımı değerlendirdiği araştırma, dikkat çeken veriler ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre, Avusturyalı ve Fransız yatırımcılar, kültürel konuların Türkiye’deki yatırım sürecinde kayda değer rol oynamadığını düşünüyor.
İş stratejilerini ve yatırım planlarını Türkiye’nin kültürel farklılıklarına uygun olarak tasarlayanların oranı ise %67,4. Türkiye’de yaptıkları yatırımlarda kültürel entegrasyon açısından en yetkin bulunan yatırımcı ülkenin ABD olduğu görülüyor. ABD’yi Almanya ve İngiltere takip ediyor. Araştırmaya katılan uzmanlar Avusturyalı, Fransız ve İspanyol yatırımcıların kültürel değerlendirme ve entegrasyon yetkinliklerinden yoksun olduğu görüşünde.
Siyaseti iyi okuyan ticarette en az zarar görüyor
Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’nin siyasi istikrar durumu, yatırım uzmanlarının gözünde istikrarlı ve istikrarsız arasında eşit olarak dağılıyor. Siyasi ortamın yabancı yatırımcı tarafından doğru analiz edilememesi, yatırımcıların iş planlarından ve hedeflerinden sapmasına yol açıyor. Siyasi okuryazarlık ile ticari hedefler arasındaki bağı ortaya koyan veriler, ABD’li ve Alman yatırımcıların Türkiye pazarında en başarılı örnekler olduğunu gösteriyor. Karne notu yüksek olan diğer ülkeler ise Birleşik Arap Emirlikleri ve İngiltere. Çinli ve İtalyan yatırımcıların, siyasi koşulları doğru şekilde analiz edememelerinden dolayı ticari hedeflerden sapma konusunda %68 ile sondan ikinciliği paylaştığı görülürken, Avusturya siyasi okuryazarlık konusundaki zayıflığı (%93) ile açık ara son sırada yer alıyor.
Yerel yönetici atamaları ve yerel ortakla ilişkiler
Türkiye’de yapılan yabancı yatırımlar ticari ve idari açıdan değerlendirildiğinde ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. Önemli pozisyonlar için yerel atama yapmak yerine kendi ülkesinden personel transfer eden yabancı yatırımcıların oranı yalnızca %25’te kalıyor. Bu durum, yabancı yatırımcıların çoğunluğunun yerel yönetim deneyimine ve uzmanlığına güvendiğini gösteriyor. Rusya, Çin ve Avusturya gibi kendi ülkesinden transfer oranı en yüksek olan yatırımcıların ise bu tercihten avantaj sağlamadıkları görülüyor. Yerel ortakla yaşanan yatırımcı kaynaklı sorunlar konusunda da önemli bulgular ortaya çıkıyor. Fransız ve Avusturyalı yatırımcı gruplarının paydaş iletişiminde ve ilişki yönetiminde zayıf olmaları nedeniyle yerel ortakları ile ciddi sorunlar yaşadığı gözleniyor.
Katılımcılara görev aldıkları yatırımlar arasından hangilerinin ticari açıdan en iyi ve en kötü şekilde yönetildiği sorulduğunda listenin olumlu tarafında ABD, Almanya ve İngiltere yer alırken, en kötü yönetilen sıralamasında ilk 3’ü Avusturya, Rusya ve İspanya oluşturuyor.
Rapora göre, 5 yıllık iş planını gerçekleştirme oranının en yüksek olduğu ülke, %91 ile ABD. Onu %88 ile Almanya ve %86 ile Katar takip ediyor. Planlama aşamasında hayalperest davranan ancak pratikte hayata geçiremeyen ülkeler ise %50 eşiğinin altında kalan Çin, Avusturya ve Rusya.
Sınıfta kalanlar: Avusturya, Rusya, Fransa
PKF İstanbul Ofisi Yönetici Ortağı Kadir Sayıcı, rapora ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Türkiye pazarı uzun yıllardan beri uluslararası likidite fazlalığına cazip imkanlar sunan bir yatırım ortamı. Yabancı yatırımcıların sermaye piyasalarındaki işlemlerine ek olarak kurumsal krediler kapsamında şirketlerin yurt dışından yaptıkları borçlanmalarla eşi görülmemiş bir doğrudan yabancı yatırım akışı başladı ve 2002-2015 arasında bu trend artarak devam etti.
BM Ticaret ve Kalkınma Örgütü’nün (UNCTAD) 2014 ve 2015 Dünya Yatırım Raporları’nda da belirtildiği gibi, yıllık 12 milyar dolar tutarındaki yatırımlarla Türkiye, açık ara bölgedeki en çok doğrudan yabancı yatırımı alan ülke. Ancak Türkiye’deki bazı yabancı yatırımcılar, pazara giriş ve sürdürülebilir büyüme performanslarıyla büyük başarı elde etmiş olsalar da, bazıları beklendiği gibi güçlü bir performans sergileyemedi, hatta başarısızlığa uğradılar.
Hazırladığımız raporun amacı, bu başarı ve başarısızlıkların temel nedenlerini, sürecin içinde bizzat yer alan profesyonellerin yorumları ve görüşleri çerçevesinde belirlemek ve yeni yatırımcılara ışık tutmaktır. Raporda yatırımcı performansını 3 boyutlu olarak analiz ettik. Bu, sonuçta karşımıza çok daha gerçekçi bir tablo çıkmasını sağladı. Yabancı bir yatırımcının Türkiye pazarındaki başarısının ve mevcudiyetinin sürdürülebilir olması için finansal getiri haricindeki kriterlere de odaklanılması gerektiğini gördük.
Türkiye’de yatırım karnesi en parlak ülkeler
Yatırımcılar tarafından değerlendirilen tüm parametreleri yerleştirdiğimizde Avusturyalı, Rus ve Fransız yatırımcıların Türkiye’de yatırım planlaması ve uygulamaları esnasında sorun yaşadıklarını gördük. Kültürel, siyasi ve ticari-yönetsel başarı kriterleri sistematik olarak ihlal edildiğinde başarı performansı da doğru orantılı olarak düşüş gösteriyor. Nitekim, katılımcıların verdikleri bildirimler doğrultusunda Türkiye pazarında bu üç boyutun yönetilememesi nedeniyle tutunamayan, sistematik hataları nedeniyle zarar gören yatırımcı ülkeleri de tespit etmiş olduk. Türkiye pazarında tüm yönleri etkili şekilde dikkate alan ABD, Almanya ve İngiltere ise Türkiye’de yatırım karnesi en parlak ülkeler olarak göze çarpıyor. Yatırım süreçlerindeki kriterlere özellikle dikkat etmesi gereken ülkelerin başında ise sınırda sayılabilecek Çin geliyor.”
Türkiye’de yabancı yatırımlar
Rapordan, Türkiye’deki yabancı yatırımlara ilişkin bazı çıkarımlar şöyle:
Türkiye’ye yapılan Doğrudan Yabancı Yatırımların sıklığı ve hacmi her geçen yıl artmaktadır.
Gelen yatırımların çoğunluğunu ABD’li ve Avrupalı yatırımcılar oluşturmaktadır. Bu, yatırım ortamının daha çok Batı yönelimli olduğunu teyit etmektedir.
Küçük Ölçekli İşletmelerin sermaye ihtiyaçları temelinde, orta ölçekli işlemler de piyasada önem taşımaktadır.
Enerji, medya ve telekom alanındaki stratejik yatırımcıların yanı sıra, Türkiye piyasası, perakende satış ve imalat sektörlerine de finansal yatırımcıları çekmektedir.
Nüfusunun demografik açıdan güçlü yapısı ve harcanabilir gelirlerdeki artış açısından Türkiye, aynı zamanda gelecek vaat eden bir piyasadır.
(5)