TÜSİAD, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası uluslararası basında Türkiye’nin geleceği konusunda olumsuz görüşün ağırlık kazanması üzerine elini taşın altına koydu ve dünyanın önde gelen gazetelerine ilan vererek, Türkiye’nin demokrasiye bağlılığına ve ekonomisindeki sağlamlığa işaret etti.
TÜSİAD, uluslararası kamuoyunu Türkiye ile ilgili doğru yönlendirebilmek ve Türkiye algısını güçlendirmek amacıyla ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere’nin gazetelerinde “Türkiye’de Demokratik Anayasal Düzeni Korumak” başlıklı bir ilan yayınladı.
Financial Times, Le Monde, Washington Post ve Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetelerinde yayınlanan ilanlarda, Türkiye’de tüm toplum kesimlerinin ve kurumların demokrasiye bağlılığı ile Türkiye ekonomisinin gücü vurgulandı.
Darbe girişimine karşı Türk halkının, siyasi partilerin ve tüm kurumların demokrasiye sahip çıkma iradesinin öneminin vurgulandığı ilanda, Türkiye’nin küresel düzeydeki konumu ile AB üyelik sürecine dikkat çekildi.
TÜSİAD tarafından başlatılan bilgilendirme çalışmasında şu ifadelere yer verildi:
“15 Temmuz gecesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden bir grup darbe yanlısı subay kendi iradelerini halkımıza silahlı bir darbe yoluyla kabul ettirmek istemiştir. Türk halkının, siyasi liderlerin, ülkenin tüm kurumlarının, toplumun tüm kesimlerinin, harekete geçmesi sayesinde, bu girişim başarısız olmuştur. Tüm kesimler, anayasal düzenin ve kurumlarının ihlaline itirazlarını ve hukukun üstünlüğü ilkelerine, temel hak ve özgürlüklere ve insan haklarına olan bağlılıklarını ifade etmişlerdir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki siyasi partilerin bu müdahaleye karşı ortak tutumu, toplumun tüm kesimlerinde yankı bulmuştur. Toplum içindeki farklılıklara rağmen, barışcıl ve demokratik koşullarda uzlaşının mümkün olduğunu gördük.
Demokrasiye müdahaleler ancak demokratik standartları daha da yükselterek ve hukukun üstünlüğünü güçlendirerek önlenebilir. Türkiye 2005 yılında AB ile üyelik müzakerelerini başlatarak, bu yolda ilerlemekte olduğunu gerçek anlamda göstermiştir. AB’nin demokratik standartları ve üyelik süreci, Türkiye’nin güçlü demokrasisinin ve küresel rekabetçiliğinin en etkin kaynaklarından biri olmuştur.
Bugün Türkiye dünyanın en büyük 18. ekonomisidir ve küresel piyasalara tam entegredir. Avrupa’nın ötesinde, Türkiye ekonomik, siyasal ve kurumsal olarak transatlantik topluluğunun vazgeçilmez bir üyesidir.
Küresel ekonomik krizin yarattığı belirsizliklere ve artan jeopolitik risklere rağmen, Türk ekonomisi büyük bir dayanıklılık sergilemiştir. 3 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye, genç, dinamik bir nüfus yapısıyla nispeten yüksek ve istikrarlı bir büyümeyi sürdürmüştür.
Mali disiplinin ve bankacılık sektörünün güçlü olması, Türkiye’nin ekonomik istikrarının temel unsurları olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Piyasa ekonomisi kural ve kurumları, rekabetçi Türk ekonomisinin temel yapı taşları olmayı sürdürecektir.
Türkiye, demokrasiye olan bağlılığını ülke çapında açıkça ispatlamıştır. Bizler, Türkiye’nin demokrasisinin dayanıklılığını ve hukukun üstünlüğüne olan bağlılığını göstermeye devam edeceğinden eminiz. TÜSİAD bu evrensel ilkelerin ve hedeflerin samimi bir destekçisidir ve destekçisi olmaya devam edecektir.”
(2)