Metro Toptancı Market Genel Müdürü Kubilay Özerkan, gıda sektöründe üretilen tüm ürünlerin ancak yüzde 50’sinin tüketicinin masasına gelebildiğine dikkat çekti ve “Farklılaşmaktan başka şansımız yok” dedi.
Metro Toptancı Market Genel Müdürü Kubilay Özerkan, Gıda Perakendecileri Derneği’nin “Ortak Gelişim – Tüketici Odaklı Tedarikçi ve Perakendeci Verimliliği” konferansında Türk gastronomi dünyası için büyük önem taşıyan coğrafi işaretli ürünlere farklı bir bakış açısı sundu.
“Ardımızda anlamlı bir ‘iz’ bırakma hedefiyle çalışıyoruz” diyen Özerkan, Türkiye’ye özgü, eşsiz lezzetleri kayıt altına alarak, gelecek nesillere bırakılacak kültür mirası oluşturmak adına Coğrafi İşaretli Ürünler Projesini hayata geçirdiklerini kaydetti.
Sürdürülebilir tarım vurgusu!
Kubilay Özerkan, sözlerine şöyle devam etti:
“Doğup büyüdüğü köyde, o toprağın mahsulüne hayatını adayan yerli üreticiler için eğitimden danışmanlığa uzanan bir perspektifte destek sağlıyor, ürünü satın almaktan ihracatına kadar bütün süreçleri takip ediyoruz. Yerel üreticinin rekabet gücünü artırarak, sürdürülebilir kırsal kalkınmaya da destek veriyoruz. Türkiye’nin farklı yörelerinde yerel üreticilerle çalışıyor, onları ve ailelerini sürdürülebilir tarım yöntemleri hakkında bilinçlendiriyoruz. Bu projeyle coğrafi işaretli ürünler için yeni bir pazar yaratırken, tescillenerek katma değer kazanan ürünlerle hem üreticiyi hem de orijinal ürün garantisiyle tüketiciyi koruyoruz.
Coğrafi İşaretli Ürünler Projemiz sayesinde bugüne kadar, kaybolma tehlikesi yaşayan çok sayıda ürüne sahip çıktık. Türkiye’nin lezzet haritasını oluşturmak ve bu eşsiz lezzetleri kayıt altına alarak gelecek nesillere bırakacağımız kültür mirasımızı oluşturmak için yürüttüğümüz Coğrafi İşaretli Ürünler Projesi’ni sadece bir proje olarak değil sürdürülebilir bir iş yapış biçimimiz olarak görüyoruz.”
“Gıda atığını minimuma indirgemek için çalışıyoruz”
Kubilay Özerkan, gıda sektöründe üretilen tüm ürünlerin ancak %50’sinin tüketicinin masasına gelebildiğinin altını çizerek, “Bugüne baktığımızda gelişmekte olan ülkelerdeki meyve sebze kayıpları %50’lerde. Biz sadece gıda atığı konusunda değil, harcadığımız su, enerji ve işgücü konusunda da sürdürülebilir ve verimli bir yol izlememiz gerektiğine inanıyoruz. Bu yaklaşımın önüne geçmek ve gıda kaybını ve atığını en aza indirmek için kendimizi üretici ve tüketici arasında bir köprü olarak konumlandırıyoruz. Zinciri tarladan tüketicinin tabağına kadar bir bütün olarak ele alıyoruz.” dedi.
“Farklılaşmamız lazım”
Gittikçe artan dünya nüfusuna dikkat çeken Özerkan, gıda üretiminin de buna paralel olarak artması gerektiğini belirterek önemli olanın gıda üretimi ile birlikte kaynakları doğru kullanmak, çevreye verilen zararı düşürmek ve israfı azaltmak olarak ifade etti.
Özerkan, “Üretim üzerindeki artan baskı ve değişen üretim metotları, toplumsal hassasiyetleri de beraberinde getiriyor. Tüketicilerin sağlıklı beslenme ile ilgili endişeleri artıyor. Damak paletimiz gitgide daralıyor. Bugün 32 çeşit koyun çeşidimiz varken, yakın bir gelecekte Adana kebap ve hamburgerde kullanılan et aynı olacak. Çünkü bölgelere göre evrimleşerek adapte olmuş hayvan ırklarımız yavaş yavaş yok oluyor. Bir gün bütün peynirler Ezine peyniri olacak, ama Ezine peyniri artık Ezine peyniri olmayacak. Ve tek bir peynir çeşidi herkese yetmek zorunda kalacak. Farklılıklar yok olacak” diye konuştu.
Kubilay Özerkan , “Perakendeciler olarak biz çok önemli bir değer zincirinin tam ortasındayız, bu anlamda verim artırmak, kaliteyi kontrol altında tutmak ve katma değerli ürünler ile üreticilerin ve tüketicilerin yararına çalışmalıyız” değerlendirmesini yaptı.
‘Üretilen gıdanın %50’si çöpe gidiyor’ yazısı ilk önce Süt Hattı üzerinde ortaya çıktı.
(0)