TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, muzda ithal ürünle yerli ürün arasında tam anlamıyla fiyat savaşı yaşandığını bildirerek, “İthal muzun fiyatının ucuzlamasına izin verilmemelidir. Ucuz fiyatla muz girişi hem muz üreticimizi mağdur ediyor hem de vergi kaybına neden oluyor” dedi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada son yıllarda hem üretimi hem tüketimi hızla artan muzda, zaman zaman yüksek gümrük vergisine rağmen ithal ürünün fiyatının ucuzlaması ve yerli ürün muz fiyatına yaklaşmasının yerli üreticiyi zor durumda bıraktığını belirtti.
Muz üretiminin 2000-2015 döneminde 64 bin tondan 270 bin 500 tona yükseldiğini vurgulayan Bayraktar, özellikle muzda örtü altı tarımın yaygınlaşmasıyla üretimde hızlı artışın sağlanabildiğine dikkati çekti.
2000 yılında örtü altı muz üretimi 35 bin 375 tonken, bu rakamın 2015 yılında 200 bin tonu aşarak 200 bin 244 tona yükseldiği bilgisini veren Bayraktar, örtü altı tarımla muzda verimde de artış olduğunu, dekar başına 2000 yılında 3,7 ton olan muzdaki verimin, 2015 yılında 4,6 tona çıktığını belirtti.
Bayraktar, muz alanlarının ise 2000-2015 döneminde 17 bin 250 dekardan 58 bin 380 dekara yükseldiğini bildirdi.
“Muz tüketimi arttıkça, ithalat da artıyor”
Hem alanda hem verimde hem de üretimde büyük artışlar olmasına rağmen, muz tüketiminin 1,5-2 kilogramlardan 5-5,5 kilogramlara çıkması nedeniyle ithalatın devam ettiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Halen ülke muz ihtiyacı 470 bin ton dolaylarındadır. Bunun 270 bin tonu iç üretimle, 200 bin tonu ise ithalatla karşılanmaktadır. 2012 yılında 225 bin, 2013 yılında 235 bin, 2014 yılında 207 bin, 2015 yılında ise 201 bin ton muz ithal edilmiştir. Bu ithalat için 2012 yılında 110,4 milyon, 2013 yılında 115,3 milyon, 2014 yılında 102,5 milyon, 2015 yılında ise 99,5 milyon dolar ödenmiştir. Görüldüğü gibi muzda yerli üretim arttıkça, ithalat azalmaktadır.
“Referans fiyata uyulmazsa üretici de devlet de kaybediyor”
2000-2015 döneminde, 15 yılda üretimi dörde katlanarak 64 bin tondan 270,5 bin tona çıkan muzda, yerli ürün, ithalatta referans fiyat harfiyen uygulanarak korunmalıdır. 20 kilogramlık koli için belirlenen 9,5 dolarlık referans fiyatın altında düşük fiyatlı faturayla muz girişleri, hem ülkemizdeki üreticilerimizin mağduriyetine hem de vergi gelirlerinde kayıplara neden olmaktadır.
Referans fiyatla yapılan ithalatta yüzde 145,8 düzeyindeki gümrük vergisiyle kolide fiyat, 23,35 dolara çıkıyor. Bu da yerli üreticiyi koruyor. Referans fiyat yerine muz kolisi 5 dolar fiyatla ülkeye girerse, bu durumda fiyatı 12,29 dolara iniyor. Hem ithal muzun fiyatı yarı yarıya düştüğü için yerli üretici mağdur oluyor hem de devletin gümrük vergisi geliri kolide 13,85 dolardan 7,29 dolara geriliyor.
Geçen yıl 200 bin tonun üzerinde yapılan muz ithalatına 100 milyon dolara yakın döviz ödendi. Üretim desteklenirse ithalatta büyük düşüşler olur. Bu yıl muzda üretimin yüzde 3,6 artışla 280 bin tonu aşmasını bekliyoruz. Üretim artışının devamı, 470 bin ton dolaylarındaki tüketiminin büyük bölümünü karşılar.”
“Yerli üreticinin rekabet etmesi imkansız”
Normal koşullarında yerli üreticinin, muz üreticisi ülkelerin üreticileriyle rekabet etmesinin imkansız olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Ekolojik avantaj nedeniyle ülkemiz üreticisinin Ekvador, Panama, Kosta Rika gibi ülkelerin üreticileriyle rekabet etmesi mümkün değildir. O ülkeler iklim koşulları nedeniyle açıkta muz üretimi yaparken, ülkemiz ürettiği 270,5 bin ton muzun, dörtte üçünü örtü altında yetiştiriyor. Bunun maliyeti de üreticimizin üzerindedir” dedi.
Konuyla ilgili raporun, Gümrük ve Ticaret ile Ekonomi Bakanlıklarına sunulduğu bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Denetimlerin artırılması ve dolardaki yükselme sonucu son günlerde ithal muz fiyatlarında bir miktar artış görüldü. Şu anda büyükşehirlerde marketlerde yerli muz 4 liradan, ithal muz 6-7 liradan satılıyor. Fiyat farkı korunmalıdır. İthal muz fiyatı artınca, yerli muz fiyatı da üretici de 1 lira 60 kuruştan 2 lira 10 kuruşa çıktı. Bu durum üreticimiz açısından olumlu bir gelişmedir. 1995 yılında bir kilogram muzun fiyatının 4 kilogram elma fiyatıyla aynı olduğunu düşündüğümüzde 4 liralık fiyat son derece yetersizdir. Bugün yerli muzun fiyatı elma fiyatıyla aynıdır. Yerli muz tüketimi ancak ve ancak fiyat avantajıyla artırılabilir. Bundan dolayı ithal edilen muza gözetim uygulaması getirilmesi, gümrüklerden muz geçişlerinde kırmızı hattın uygulanması önemlidir.
Türkiye’ye gelecek önemli muz ihracatçı ülkelerinden biri olan Ekvador’un heyetiyle de yapılacak görüşmelerde muz olayına özel hassasiyet gösterilmelidir.
Diğer bir konuda ülkemize sınır ticareti şeklinde özellikle İran’dan giren muzdur. Muzda kaçakçılığın ve sınır ticaretinin denetim altına alınması, bu kapsamında yapılan ithalatın iç piyasaya sürülmemesi gerekir.”
Yapılması gerekenler
Muzda yerli üreticinin korunup desteklenmesi gerektiğini, sulamayla ilgili sorunların çözülmesinin zorunluluk arz ettiğini belirten Bayraktar, sera yapımının da teşvik edilmesinin önemine dikkati çekti.
Ülkemizde muz yetiştirilebilen alanlar sınırda olduğundan dolayı muz üretiminin karlı bir yatırım olmasının yanında yetiştiricilikle ilgili sorunlarını da bulunduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bunlar; çeşit seçimi, gübreleme, sera tasarımı, sulama, zirai mücadele, toprak ve su kirliliği, hasat sonrası işlemlerdir.
Muz üretiminde yaşanan en önemli sorunlardan biri araştırma geliştirme konusunda yaşanmaktadır. Muz üretilen bölgelerde yaşanan sorunları tespit etme sorunları çözme konusunda hazırlanacak projelerle üretim maliyetlerini azaltıcı, verim ve kaliteyi arttırıcı çalışmalar yapacak Muz Araştırma İstasyonu açılmalıdır.
Araştırma kuruluşları muz seralarının oluşturulmasında da büyük önem taşımaktadır. Muz seraları yüksek seralardır. Araştırma kuruluşları sebze seralarından daha yüksek olan ve farklı bir teknolojiyle kurulması, işletilmesi gereken muz seraları ve sera içi donanımlarla ilgili çalışmalar yapmalıdır.
Yerli muzun en önemli sorunlarından biri de raf ömrünün kısalığıdır. Üretim, işleme, paketleme ve pazarlama sırasında karşılaşılan sorunlar nedeniyle yerli muzun meyve kabuğu çatlamakta, kararmakta ve rafta kısa sürede bozulmaktadır. İthal muza karşı bir dezavantaj olan bu durumun giderilebilmesi için yerli muzun raf ömrünün uzatılabilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
Sera malzeme ve ekipmanlarından demir, çimento, damlama hortumu, boya, cıvata, plastik örtü ve benzeri malzemelerde KDV inşaat kaleminden alınmaktadır. Sera ve diğer tarımsal yatırımlarda kullanılan bu tür malzemelerin KDV’si tarım kalemine aktarıldığı takdirde girdi fiyatları düşecektir.
Muz paketleme ve sarartma tesislerinin kayıt altına alınması ve standardizasyonu, paketlemede kullanılan ambalajların standartlara uygun hale gelmesi, izlenebilirliğin sağlanması muz pazarlanmasında çözülmesi gereken sorunlardır. Bunun yanında markalaşmaya gidilmesi çok önemlidir.”
(4)