15 Temmuz Darbe girişiminin ardından Temmuz aylık TÜFE enflasyonu %1.16 seviyesinde gerçekleşti. HSCB Aylık Yatırım Bültenine göre, açıklanan son rakamlar sene sonu için %8.3 seviyesindeki enflasyon tahmininin, %9 seviyesine yükselebilir. Bültende, “Aylık gıda enflasyonunun yılın kalan beş ayında mevsimsel ortalamalar civarında gelmesi durumunda bile enflasyonun seneyi %9 seviyesinde bitirebileceğine işaret ediyor” ifadesine yer verildi.
Türkiye’de yurtiçi yerleşiklerin Mayıs ayında politik risk algısı arttığında olduğu gibi darbe girişimi sonrasında da döviz mevduatlarını bozdurarak lirada daha sert değer kayıplarını önlediğine dikkat çekildiği Yatırım Bülteni’nde, şu ifadeler yer aldı:
“Yabancı yatırımcı döviz alarak korundu”
“TCMB verileri yurtiçi yerleşiklerin, başarısız darbe girişimi sonrasında 22 Temmuz’la biten haftada 8.5 milyar dolar tutarında döviz sattığını gösterdi. Bireylerin döviz mevduatları 6.8 milyar dolar düşerek 89.7 milyar dolara gerilerken, nette 1.7 milyar dolar tutarında döviz satan şirketlerin döviz mevduatı 56.0 milyar dolara düştü.
Bireylerin döviz mevduatı 29 Nisan’da 100.8 milyar dolar ile rekor kırarken, o günden 22 Temmuz haftasına kadar 11.1 milyar dolar gerilemiş durumda. Yine Merkez Bankası’nın açıkladığı başka bir veriye göre yabancı yatırımcılar darbe girişimi sonrasındaki haftada hisse senedi ve tahvil portföylerini sırasıyla 220 ve 240 milyon dolar azalttı.
Çıkışlar ilk hafta itibariyle sınırlı kalmış görünürken yurtiçi yerleşiklerin sattığı dövizi alan yabancı yatırımcının dövizde sert yükselişe karşı tahvil pozisyonlarını kapatarak değil döviz alarak korunduğu görünüyor.”
“Moodys’in kredi notunu indirme ihtimalini daha zayıf”
Darbe girişimi sonrasında kredi derecelendirme kuruluşlarından Türkiye ile ilgili önemli açıklamalar geldiğinin ve S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu bir basamak indirdiğinin hatırlatıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
“6 Mayıs’ta Türkiye’nin kredi notu görünümünü negatiften durağana çeken kuruluş, yaptığı açıklamayla yabancı para birimi cinsinden kredi notunu bir kademe indirerek BB+’dan BB’ye çekti. Not görünümü ise negatif olarak belirlendi.
Kuruluş not indirimine gerekçe olarak Türkiye’de politik alandaki kutuplaşmanın kurumsal kontrol ve denge mekanizmalarını daha fazla erozyona uğrattığı ve artan belirsizlik ortamının Türkiye’nin yüksek oranda dış finansmana dayalı ekonomisine sermaye girişlerini sınırlandıracak olması tezini öne sürdü.
S&P, Türkiye’nin yabancı para birimi cinsinden tahvillerini zaten yatırım yapılabilir seviyede tutmuyordu. Bu açıdan kredi notunu yatırım yapılabilir seviyede tutan Moody’s ve Fitch değerlendirmeleri daha önemli olacak.
Çünkü bu iki yatırım yapılabilir nottan birisi kaybedilirse bir ülke tahviline yatırım yapmak için iki yatırım yapılabilir nota ihtiyaç duyan tahvil fonlarının Türkiye’nin döviz cinsi tahvillerinden çıkması beklenebilir.
Moody’s darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin kredi notunu indirim için izlemeye alırken daha önce planlanan 5 Ağustos tarihinde değerlendirme yayınlayabilir. Moody’s Türkiye’nin döviz cinsi tahvillerinin Baa3 ile yatırım yapılabilir seviyede notlarken not görünümü negatif.
Moody’s Ağustos 2014’ten bu yana olası değerlendirme tarihlerinde açıklama yapmamayı tercih etmişti. Kuruluş darbe girişimi sonrasında yaptığı açıklamada izlemenin, başarısız darbe girişiminin Türkiye’nin büyümesine, politika yapıcı kuruluşlarına ve dış dengeler açısından tamponlarına orta vadeli etkilerini değerlendirmek için yapılacağını açıklamıştı. Düşen siyasi risk algısı nedeniyle, Cuma günü Moodys’in kredi notunu indirme ihtimalini daha zayıf görüyoruz.
Moody’s Türkiye’nin döviz cinsi tahvillerini Baa3 seviyesinde negatif görünümle değerlendiriyor. Fitch ise 19 Ağustos’ta bir değerlendirme yayınlayacak.”
“Yıllık enflasyon %9 olarak gerçekleşebilir”
Temmuz ayı enflasyon verileri sonrası sene sonunda yıllık enflasyonunun %9 civarında gerçekleşebileceği öngörüsünün paylaşıldığı bültende, Temmuz aylık TÜFE enflasyonunun %1.16 seviyesinde açıklandığına dikkat çekildi.
Piyasa beklentisinin enflasyonun %0.6 olarak açıklanması yönünde olduğuna işaret edilen açıklamada, yukarı yönlü sürprizle yıllık enflasyonun %7.6’dan %8.8’e yükseldiği, gıda ve alkolsüz içecek fiyatlarında bir önceki aya göre görülen %3.2’lik sert yükseliş enflasyonun beklentilerin önemli ölçüde üzerinde gelmesine neden olduğu vurgulandı.
Gıda ve alkolsüz içecek fiyatlarınnın aylık enflasyonun 74 baz puanlık kısmını oluşturduğunun altının çizildiği bültende, şu ifadelere yer verildi:
“Yıllık gıda fiyatları enflasyonunun %6.6’dan %9.7’ye yükseldiğini belirtelim. Sigara fiyatlarında yapılan %10’un üzerinde zam, tütün ve alkollü içecek grubu aylık enflasyonunun Temmuz’da %7.1 olarak gerçekleşmesine neden olurken, bu kalemden aylık enflasyona 35 baz puan etki geldi.
Fakat enflasyona olumsuz etki bu iki kalemle sınırlı değil. Diğer kalemlerde de genel olarak mevsimsel ortalamaların üzerinde rakamlar görüyoruz. Aslında diğer kalemlerdeki bozulma kendisini yıllık çekirdek TÜFE enflasyonun (I endeksi) yüksek seyretmesinde belli ediyor. Yıllık I endeksi enflasyonu Temmuz’da %8.7 seviyesinde kaldı.
Açıklanan son rakamlar sene sonu için %8.3 seviyesindeki enflasyon tahminimiz üzerindeki yukarı yönlü risklerin arttığına işaret ediyor. Son açıklanan veriler, aylık gıda enflasyonunun yılın kalan beş ayında mevsimsel ortalamalar civarında gelmesi durumunda bile enflasyonun seneyi %9 seviyesinde bitirebileceğine işaret ediyor.
Merkez Bankası’nın 2010 sonundan bu yana olduğu gibi 23 Ağustos’taki toplantısında karar alımında enflasyon gerçekleşmelerini daha geri planda tutarak faiz kararını küresel likidite koşulları ve bunlara dair beklentilere göre vereceği görüşündeyiz. Bankanın, bu koşulların uygun görünmesi durumunda gecelik borç verme faizinde indirimlere devam edebileceğini öngörüyoruz.
Merkez Bankası’nın sadeleştirme yaparak ulaşmak istediği dar ve simetrik faiz koridoru hedefinin ilk etapta %7.25 – %7.75 aralığı olduğu görünüyor. Merkez Bankası’nın sadeleştirme kapsamında sırasıyla %7.25 ve %7.50 seviyesindeki gecelik borçlanma ve haftalık repo ihale faizinde olası bir artıştan bahsetmemesi TCMB’nin dar ve simetrik faiz koridoru olarak %7.25 (gecelik borçlanma faizi) – % 7.75 (gecelik borç verme faizi) bandını hedeflemiş olabileceğine işaret ediyor.
(2)